Suriye’de ki muhalifler ile rejim askerleri arasında devam eden ‘İç savaş’ dolayısıyla ülkelerini terk ederek Türkiye’nin dört bir yanına yerleşen Suriyeli sığınmacılar, zor şartlar altında yaşamlarını sürdürüyor. Kendi ülkelerinde ‘İç savaş’ yaşandığını bahane eden ve oradaki yaşamı zor şart olarak gördüklerinden dolayı Türkiye’ye kaçan sığınmacılar, kendi ülkeleri dışındaki zor şartları tercih ettikleri iddia edildi. Başta organize sanayi bölgesi olmak üzere şehirdeki inşaatlarda çalışan sığınmacıların birçoğunun ise başlarını koyabilecekleri evlerinin olmaması acının en hazin boyutunu taşıyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kendi halkına zulüm ettiği gerekçesiyle sığınmacılara kapılarını açan Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin ise sığınmacılara barınak, yiyecek, içecek gibi yardımları yapmaması soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Kimi ailelerin ‘Kardeş aile’ olarak kabul edip evlerini açması ise o sığınmacıların şanslı olduğunu gösteriyor. Dışarıda kalan sığınmacılar dilini dahi bilmediği ülkenin şehirlerinde adeta yaşam savaşı veriyor. Şehirde ki mahallelere yerleşen ve yerli halk ile kültür çatışması yaşanması üzerine yerli halk tarafından dışlanan Suriyeli sığınmacılar hem ülkemizde, hem de İlimizde sıkıntılı günler geçiriyor. 

Ünlü İş İnsanı Arif Develi Hayatını Kaybetti! Cenazesine Tanınmış İsimler Akın Etti Ünlü İş İnsanı Arif Develi Hayatını Kaybetti! Cenazesine Tanınmış İsimler Akın Etti

İlimizde sayıları her geçen gün artan ve 10 Bin dolayında oldukları iddia edilen Suriyeli sığınmacıların, şehrin muhtelif yerlerinde yardım dilendikleri de 17 Haziran tarihli gazetemizin 3. Sayfasında yer almıştı. Yılsonuna kadar sayılarının 15 Bini aşacağı iddia edilen Suriyeli sığınmacılar, kendi ülkelerinde ki iç savaşın bir an önce barışa dönüşmesini bekliyor. 

Sığınmacılar ve Göçmenler Dayanışma Derneği Kayseri Şube yetkilileri konuyla ilgili olarak bilgi vermekten kaçınırlarken, yetkililer bilgi için Derneğin Ankara’da bulunan Genel Merkezinden izin alınması gerektiğini ifade ettiler. Derneğin Genel Merkeziyle yaptığımız görüşmelerde de bilgi için izin verilmezken, Genel Merkez yetkililerine resmi e-mail yazışması bahane ediliyor. 

“SURİYE’DE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ”

3 Haziran 2014 tarihinde Suriye’de yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine, Baas Partisi'nden ve şimdiki cumhurbaşkanı olan Beşşar Esad, eski siyasetçilerden Mahir Abdulhafiz Haccar ve eski bakanlardan Hasan Abdullah el-Nuri aday oldu. 3 adayın katılımı ile gerçekleştirilen seçimde, 3 Haziran seçimlerinde halkın yüzde 88’inin oyunu alan Beşar Esad yeniden Suriye’nin Cumhurbaşkanı ve Devlet Başkanı olmuştur. 

İran’da ki Bahai dinine mensup olan Sığınmacıların sayası ise İlimizde her geçen gün artış göstermekte. 1 yıl süreyle İlimizde kalan İranlı sığınmacılar, Birleşmiş Milletler eliyle Kayseri’den Kanada’ya gönderiliyor.  Sayıları 4 Bini aşan İranlı sığınmacıların yaşamları ise Suriyeli sığınmacılara nazaran daha lüks olduğu, Birleşmiş Milletler kanalıyla 100-150 dolar civarında kişi başı maaş aldıkları iddia edildi. 

“BAHAİ DİNİ”

1800'lerde İran'da Mehdi inancının uzantısı olarak doğan bir dindir. Bahâîlik İran ’da ortaya çıkan bir dindir ve ortaya çıkışında İran toplumunun içinde bulunduğu sosyal ve kültürel şartların önemli bir yeri vardır. 19. yüzyılın başlarında İran’da kurtarıcının beklendiği bir dönemdir. İran’da idarenin son derece baskıcı bir yönetim anlayışı içinde olması ve kitlelerin ekonomik olarak giderek ezilmesi gibi hususlar, insanların kendilerini adalete kavuşturacak bir kurtarıcı beklemesine neden olmuştur. İran hükümeti ülkedeki iç ve dış karışıklıklara bir çözüm getirememiştir. Halk ülkedeki huzursuzluktan oldukça rahatsız olmuştur. Hükümetin ülkede tam olarak otorite kuramaması ulemanın halk üzerindeki etkisinin artmasına sebep olmuştur. Bu sebepler doğrultusunda Bahâîlik kendisine taraftar bulmakta zorlanmamıştır. Irkçılık, sınıfçılık ve dini grup taassuplarının hakim olduğu bir dönemde renkleri, ırkları ve dinleri ne olursa olsun bütün insanların bir olduğu iddiasıyla ortaya çıkan Bahâîliğin dikkatleri üzerine toplaması normal sayılabilir Bahai Tarihi, 1844'te Bab'ın(Seyyid Ali Muhammed) yeni bir çağın gelmekte olduğunu ve yeni bir peygamberin geleceğini ilan etmesiyle başlar. Bahailiğin kurucusu, lakabı Bahaullah olan Mirza Hüseyin Ali'dir. 21 Nisan 1863'te Bağdat'ta sürgünde iken peygamberliğini ilan etmiştir.