Başkan Hüseyin Per odalar tarafından yapılan ortak açıklama ile ilgili olarak, “Bizler, aşağıda isimleri yazılı Tabip Odaları Yönetim Kurulları olarak aşağıdaki hususları kamuoyumuzun ve Aziz Milletimizin dikkatlerine ve bilgilerine sunarız.

Mesleğimizin ve Odalarımızın çatı örgütü olan Türk Tabipler Birliği’nin son günlerde yaşanan olaylarla ülkemiz gündemine olumsuz bir algı oluşturacak şekilde gelmesinden duyduğumuz üzüntüyü öncelikle belirtmek isteriz. Bu durumun ortaya çıkmasına neden olan anlayışla ilgili olarak, hukuk kuralları çerçevesinde gereğinin yapılarak konunun aydınlatılacağını ümit ediyoruz" dedi.

Per, odalar tarafından imzalanan ortak bildiriyi şu şekilde açıkladı:

"Ülkemiz hem coğrafi konumu hem de geçmişten gelen sosyal ve kültürel mirası nedeniyle kötü niyetlilerin üzerine her zaman hesap yapageldikleri bir coğrafyadır. Bu nedenle de terör ve terörle mücadele milletimiz için her zaman var olan bir realite olmuştur. Dünya durdukça da bu mücadele devam edecektir. Yıllardır vatan savunmasını yürütmekte olan polisimiz, askerimiz, korucumuz başta olmak üzere diğer kamu görevlilerimiz ve sivil vatandaşlarımıza yönelik terörist faaliyetlerde bulunan PKK ve benzeri terör örgütleri, son yıllarda özellikle Irak ve Suriye’nin Kuzey bölgelerinde oluşan otorite boşluğundan faydalanarak palazlanmaya ve sınırımızdaki illerimiz başta olmak üzere tüm vatandaşlarımızı tehdit etmeye başlamışlardır. Tüm bu sorunlara kökten çözüm bulmak, terör örgütlerinin makul düşünen her insanın aklıyla dalga geçercesine isim değişikliği yaparak sahada aynı amaçlar doğrultusunda cirit atmaya devam etmesini önlemek üzere Türk Silahlı Kuvvetlerimizin başlatmış olduğu Zeytin Dalı Harekâtını destekliyoruz. Bu zamana kadar şehadet mertebesine ulaşan askerlerimize ve bu süreçte terör saldırılarıyla hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan (C.C.) rahmet, yakınlarına ve Milletimize baş sağlığı diliyoruz.

Sorun Birliğimizde (TTB) Değil, Yöneten Anlayışta!

Özelde bu harekât, genelde ise terörle mücadelemizle ilgili olarak, ortak kanaat ve düşüncemizin aksine, merkez birliğimiz Türk Tabipler Birliği tarafından yayınlanan ve tamamen “terör yuvalarını kurutma ve teröristleri bertaraf etme” adına yapılan bu hareketi, kavram kargaşasına da yol açacak bir kasıtla “savaş” nitelemesinde bulunarak durdurulmasını talep etmelerini anlamamız mümkün değildir. Özellikle de yıllardır canlarımızı yakan terör olayları akabinde hiçbir açıklamaları olmayıp, teröriste terörist, terör örgütüne terör örgütü deme cesaretini bile gösteremeyen bu zihniyetin bizi temsil etmediğini düşünüyoruz. Bu nedenle de yaptıkları açıklamalara katılmadığımızı ve kınadığımızı ifade etmek isteriz. Şu andan itibaren yapılacak en doğru hareketin Milletimizden özür dileyerek işgal ettikleri makam ve mevkileri terk etmek olduğunu belirtmek isteriz.
Düşünce ve ifade özgürlüğü aklı selîm sahibi herkes gibi bizlerin de savunduğu bir haktır. Ayrıca kişilerin meslekleri, sadece hekimlik mesleğinden olanlara değil, hiçbir meslek grubuna “suç işleme hakkı” gibi bir ayrıcalık tanımaz. Ancak geçmişte bunun doğru örneklerini veremeyenlerin bugün yersiz, zamansız ve çarpıtma ifadelerle söylediklerini ifade özgürlüğünün tezahürü gibi sunmalarını anlayamıyoruz. Genel kurullarda şehitlerimize ve bu ülkeyi bizlere hazırlayanlara saygı duruşunda bulunma ve İstiklal Marşımızı okuma konusunda dahi isteksiz davranıp polemiklere neden olanlar, çatı örgütümüzün bugün geldiği durumdan sorumludurlar.
Tarafsız Yargımıza Güveniyoruz!

Ancak yine ortak görüşle katılmadığımız husus, hukuki süreçlerin “haksızı haklı çıkaracak ve “mağdur” rolü oynamalarına fırsat verecek tarzda değil, daha makul” yürütülebilmesidir. Nitekim bu durumu bahane ederek, geçmişte Türk Tabipler Birliği yöneticiliği yapmış eski başkanlarca bazı toplantı ve eylemlere davet edilmekteyiz. Hukukî süreç tamamlanana kadar bu konuda bir çalışmanın içinde yer almama kararlılığındayız. Bu nedenle, hukukî sürecin de bir an önce tamamlanması ve konunun aydınlığa kavuşturulması en öncelikli dileğimizdir. Bu arada üç yöneticinin gözaltı sürecinin “adlî kontrol” şartıyla sonlandırılmasını olumlu buluyoruz, diğer yöneticilerle ilgili olarak bağımsız Türk yargısının en doğru kararı hızlı bir şekilde vereceğine inanıyoruz.
Beklentilerimiz!

Çatı kuruluşumuz olan TTB’den beklentimiz, koruyucu sağlık hizmetleri başta olmak üzere sağlığın tüm kademelerinde uygulanan sağlık politikalarına aktif katılım sağlamak, mesleğini ve meslektaşlarının tüm sosyal ve özlük haklarını savunmak, son zamanlarda artış gösteren hekime şiddet olaylarına yoğunlaşmak, hekimlerin gittikçe artan itibar erezyonuna karşı mücadele etmek, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının gündeminde olan sorunlarla ilgilenmek ve her alanda standardın yükselmesine katkı yaparak sosyokültürel ve ekonomik kalkınmanın sağlanmasına hizmet etmek konusunda çalışmalar yapmasıdır.
Bu ortak düşüncelerle bizler, kamuoyumuza saygılar sunar, kahraman ordumuza başarılar dileriz.”

Bildiriye Destek Veren Odalar

Afyonkarahisar Tabip Odası

Aksaray Tabip Odası

Amasya Tabip Odası

Elazığ-Bingöl-Tunceli Tabip Odası

Kahramanmaraş Tabip Odası

Karaman Tabip Odası

Kayseri Tabip Odası

Kırıkkale Tabip Odası

Kırşehir Tabip Odası

Konya Tabip Odası

Kütahya Tabip Odası

Malatya Tabip Odası

Nevşehir Tabip Odası

Ordu Tabip Odası

Sakarya Tabip Odası

Kayseri'den kısa kısa! 16 Kasım'da neler oldu? Kayseri'den kısa kısa! 16 Kasım'da neler oldu?

Şanlıurfa Tabip Odası

Zonguldak Tabip Odası [Kurumsal]