Günümüzde çizgi film izlemeyen bir çocuk yok. Televizyondan, telefondan her yerden kolayca ulaşılabilen çizgi filmler, çocukluk döneminin adeta ayrılmaz bir parçası. Çocukların neredeyse gözünü kırpmadan izlediği çizgi filmler her zaman yararlı mı? İşte bu sorunun yanıtını veren Psikolog Hilal Aktaş, aynı zamanda bazı çizgi filmlerin zararlı olabileceğini o nedenle her yaşta izlenecek çizgi filmin ayrı nitelikler taşıdığını belirterek anne babaları uyardı. Çocukların çizgi filmlerle tanışmaları artık çok daha küçük yaşlara dayanıyor. Gelişen teknoloji, akıllı telefonlar ve tabletler sayesinde çizgi filmler hemen her yerde anne ve babaların kurtarıcı konumunda. Durum böyle olunca da çizgi filmler çocukların vazgeçilmezleri haline geldi. Eğlenceli ve öğretici olanlar çocukların kendilerine tanıyabilmelerinden, farklı kültürlerle tanışmalarına yardımcı olmaya kadar çok önemli kazanımlar sağlayabiliyor. Hatta ana karakterleri rol model olarak kabul ederek doğru davranışlar sergileyebiliyor. Aktaş, doğru seçilmiş filmlerin çocukların kişilik gelişimlerinde olumlu etkileri olduğuna dikkat çekerek, “Örneğin çocuk bir şey
istediğinde bunu bağırarak, inatlaşarak değil de düzgün bir üslupla istemesi gerektiğini öğrenebiliyor” dedi.
"Çizgi film tercihlerini siz yapın"
Ancak bu konuda tercihler artık çok fazla. Ve çocuklar da hem birbirinden etkilenerek hem de meraktan bazı seçimleri kendileri yapabiliyor. Tercihleri de bazen şiddet içerikli olabiliyor. Sonuçta bu filmlerden verilen tüm mesajları alma döneminde olan çocuklarda, bazı olumsuz etkilerin görülmesi de kaçınılmaz oluyor. Bu noktada çözüm, yine ebeveynlerle düşüyor. Doğru çizgi film tercih edildiğinde ve izleme süresi sınırlı tutulduğunda çocuklar için hiç bir sakınca olmadığına işaret eden Psikolog Hilal Aktaş, çizgi filmlerin olumsuz etkilerini azaltmak için şu önerilerde bulunuyor. Hangi yaşta, ne kadar süre izlemeli?
Uzmanlar bebeklerin ilk 2 yıl içinde televizyon ve çizgi filmden uzak tutulması gerektiğini belirtiyor. Çünkü araştırmalar günde 2 saatten fazla televizyon ya da çizgi film seyreden çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) görülme olasılığının, izlemeyen çocuklara göre daha fazla olduğu gösteriyor. 2-6 yaş arası ise 20 dakikayı aşmamak üzere günde iki kez seyredebilir. 6 yaşından sonra ise günde 1.5-2 saat olmak kaydıyla mümkünse de bu zamanı birkaç dilime bölerek çocuğun çizgi film izlemesine izin verilebilir. Toplumumuzda televizyon izleme dolayısıyla da çocukların çizgi film izleme oranın yüksek olduğuna dikkat çeken Aktaş, televizyon izleme konusunda mutlaka kurallar koyulmasına ve uygulanmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor. Eğer çocukla ilgilenen bir bakıcı varsa bu konuda onun da bilgilendirilmesi ve kurallara uymasının sağlanması önem taşıyor.
"Çizgi filmlerin gerçeklik dışı olduğunu anlatın"
İzledikleri çizgi film karakterleri zamanla çocuğun dünyasına yerleşerek gerçeklikten kopmalarına neden olabiliyor. Özellikle küçük yaştaki çocuklarda güvenli davranışların azaldığı ve riskli davranışların arttığı görülebiliyor. Okul öncesi 2-6 yaş dönemindeki çocuklar taklit ederek öğrendikleri için, çizgi kahramanları taklit edebiliyor ve oyunlarda o kahramanın özelliklerini sergileyebiliyorlar. Masanın üstüne çıkıp oradan atlamak isteyebilmesi gibi. Yüksek bir yerden atlamanın olumsuz sonucunu düşünemiyor. Çünkü çizgi film kahramanın yüksek bir yerden atlamasına rağmen hiç bir şey olmadan ayağa kalktığını görüyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Uzmanlarından Psikolog Hilal Aktaş, bu durumun önüne geçebilmek için öncelikle ailenin çocuğun hangi programları izleyeceğini karar vermesi gerektiğini söylüyor. Bu durumda karakterin taklit edilmesini zararlı değil, yararlı hale geliyor.
Zaman zaman çocukla birlikte çizgi filmi izleyip neler algıladığını, nasıl hissettiğini anlamaya çalışmak gerekiyor. Aynı zamanda izlenen filmlerle ilgili yorum yapmak ve gerçek dışı olduklarının da anlatılması önem taşıyor. Bu konuda yapılan bazı araştırmalarda, şiddet içerikli çizgi filmleri tercih eden çocukların diğer çocuklara göre daha fazla kavga ettikleri, acımasız ve saldırgan davranışlarda da bulunabildikleri gözlemlenmiş. Çocuk ne kadar çok şiddet görüntüsü izlerse, bunları hayatın normal ve kabul edilebilir bir parçası olarak algılayabiliyor ve kendi davranışlarının da normal bir parçası haline getirebiliyor. Sonuçta saldırganlaşabilen çocuğun çevresiyle uyumlu geçinmesi de zorlaşıyor. Ancak televizyonun tek başına saldırganlığa teşvik etmediğine dikkat çeken Psikolog Hilal Aktaş, “Saldırganlık öğrenilen bir davranıştır bu nedenle agresif davranışlarda bulunan bir çocuğun yakın çevresini incelemek önem taşır” diye konuştu. Bunun yerine kendi yaşına uygun olacak şekilde sosyal ve psikolojik gelişimine uyumlu ve eğitici filmleri tercih edilmesi önem taşıyor.
"Tek eğlence odağı televizyon olmasın"
Çocuk yetiştirme sürecinde televizyonun hiçbir zaman tek eğlence odağı olmaması gerektiğini söyleyen Psikolog Hilal Aktaş, “Akşam eve gelir gelmez, ben yemeği hazırlarken, çocuğum usulca televizyonun karşısında otursun, düşüncesi ile televizyonu açmayın. Bunun yerine onu, oyun hamurları, legoları gibi üretkenliğini geliştirecek oyuncaklarına yönlendirin. Ve mümkünse birlikte oynamaya çalışın" şeklinde konuştu. (Kurumsal)