Asayiş

Askeri lise sınav soruları nasıl sızdırılmış? İşte cevabı...

Haber: Şeref KAHRAMAN, Şeyda AŞATIR / Kayseri’de Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında 68 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşmasının üçüncü gününün öğleden sonraki oturumunda müşteki Ömer Koçak örgütün askeri lise sınav sorularının öğrencilere nasıl sızdırdığını mahkemede anlattı. 

Abone Ol

 

Müşteki Ömer Koçak cemaat evlerinde kalan öğrencilere askeri lise sınav sorularının sızdırılmasını şöyle anlattı: "2012-2013 yılında FETÖ evlerinde kaldım. Bir sohbet esnasında bir ağabey bana o evleri anlattı, biraz da sempatim vardı. İlk başlarda sadece evlere gidip geldim, daha sonra Allah rızası için yardımım dokunsun diye bir eve beni direk ağabey olarak gönderdiler. Kur'an-ı tecvidli bile okuyamıyorum ama 'Gökhan' kod isimli Eşref Coşkun beni direk ev ağabeyi yaptı. 3 öğrenci bana verdiler. Bu öğrenciler askeri lise sınavına hazırlanıyor. Benim kaldığım ev Köşk Mahallesi'ndeydi. Benden başka 7 öğrenci evi daha vardı. Haftalık olarak tüm ağabeyler toplantı yapardı. Sınava 3 gün kala bu çocukları aldılar, başka evde çalıştıracaklarını söylediler. Bana abes geldi, rahatsız oldum. Mehmet Kocatürk çalıştırıyordu, dershanede çalıştığı için onun kod ismi yoktu, ancak öğrencilerin bile kod isimleri vardı."

Sınavdan bir gün önce öğrencilerin kaldığı eve gittiğini söyleyen Koçak, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Eve geldiğimde öğrenciler bir odadan teker teker girip, çıkıyordu. Öğrencilere sorduğumda 'Kur'an'a el bastık ağabey söyleyemeyiz' dediler. Sınavdan bir gün sonra bir öğrenciyi aradım ve ortaya laf atarak her şeyden haberim olduğunu, sınavının nasıl geçtiğini sorduğumda çocuk heyecanla bana 'Allah razı olsun abicim, verdiğiniz 80 sorunun 80'i de çıktı' deyince hemen o kod isimli şahsın yanına gittim. Kendisi ile tartıştık ve bana Kur'an-ı Kerim'den ayetler söyleyerek, 'Düşmanımızı düşmanımızın silahı ile yenmemiz lazım' dedi. Daha sonra kendi ailemin yanına geçtim. İçim içimi yedi, kime söyleyeceğimi bilemedim. ÖSYM Kayseri koordinatörünü buldum, ona anlattım, o da hemen ÖSYM Başkanı Ali Demir ile görüştü, bana Ankara'ya gelsin demiş. Aileme söylemeden Ankara'ya gittim, cenaze olduğu için görüşemeyeceğini söyleyince ben de basına anlatacağımı söyledim, beni yoldan çevirdiler. Ömer isimli ÖSYM başkan yardımcısı benimle konuştu. Bana 'Belgeleri ver, biz ilgileniriz' deyince, ondan da huylandım. Çünkü ben de hiçbir belge yoktu, sadece anlatacaktım. Daha sonra Kayseri'ye geldim, basından bir arkadaşıma anlattım ve olay basına duyuldu. Ben soruları görmedim, sanıklardan şikayetçiyim."