Çözüm Arabuluculuk Merkezi avukatlarından Arb. Av. Özlem Özışık ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuğun önemi hakkında bilgiler verdi. İnsanın sosyal bir varlık olduğunu, kayıtlı tarihin başlangıcından bu yana çocukların, eşlerin, iş arkadaşların, komşuların, astlar ve üstlerin, toplulukların, hükümetlerin, uluslararasında ilişkiler bulunduğunu anımsatan Av. Özışık, “Zaman zaman da uyuşmazlıklar yaşanmaktadır. Her geçen gün artan dünya nüfusu ile birlikte uyuşmazlıklarda artmakta ve değişmektedir. Bizlerde sosyal hayatta ve ticaret hayatımızda değişime ayak uydurmak, adapte olmak zorundayız” dedi. Arb. Av. Özışık, arabuluculuğun tarafların hak ve özgürlüklerinin korunduğu, hızlı bir süreç olduğunun altını çizerek, “Arabuluculukta müzakere süreci; güvenilir, nötr yani tarafsız bir kişi tarafından yönetilir. Burada her iki tarafın hak ve özgürlükleri gözetilir. Davadan farklı olarak arabuluculukta, her iki taraf için önemli olan tüm konular gündeme getirilir. Böylelikle sürdürülebilir, yani her iki taraf için de fayda sağlayan en iyi sonuç ortaya çıkartılmakta ve toplum barışı, işyeri düzeni, aile ilişkilerinin devamı gibi faydalar sağlanabilmektedir. Uyuşmazlıkların arabuluculuk ile çözülmesi daha kısa, daha ucuz ve bir masa etrafından belki birkaç oturumla çözülebildiğinden daha barışçıl ve ekonomik olarak karşımıza çıkmaktadır” diye konuştu.
Tarafların arasında uyuşmazlık söz konusu olduğunda, çözüm olarak sadece mahkemelerin görülmemesi gerektiğini ifade eden Özışık, sözlerini şöyle sürdürdü: “ABD'de 100 davadan 2 ya da 3 tanesi hakim karşısına çıkmakta geri kalanlar farklı alternatif uyuşmazlık yöntemleriyle çözülebilmektedir. Ülkemizde de bütün olanaklar denenmiş ve hala çözüm alınamamışsa dava yoluna başvurmanın daha uygun olduğu uygulamalarda görülmektedir.
Ticaret hayatında iş adamı olarak, iş yerinin sürdürülebilir geleceği için ne yapmak gerektiği önemlidir. İş adamı için, sürdürülebilir iş gelişimi açısından elindeki kaynakların kullanılması önemlidir ve bu kaynakların daha da ötesine geçmek için neler yapılabilir diye bakar. İş adamı yeni bir iş aldığında optimist bir havada olur. Geleceğe yönelik olumlu bir motivasyonu vardır. Sorun çıktığında ise bu durum tersine döner. Arabuluculuk tercih edildiğinde, yani iş adamının dava yoluna gitmeden arabuluculuk yoluna dahil olması sağlandığında, uyuşmazlık taraf menfaatlerine uygun olarak düşük maliyetle ve tarafların kontrolleri dahilinde çözümlenir.
Ayrıca iş ilişkilerinin geleceğine ilişkin yürüttüğünüz tahminler, hatalar içerebilir. Senaryo daha iyi ya da daha kötü olabilir. Arabuluculukta ise senaryoya müdahale edebilirsiniz. Sorun ortaya çıktığında ilişki seviyemizi değiştirmek isteyip istemediğimiz önem taşıyor. Neticede, anlaşmazlığın çözülmesi için dava her zaman açılabilir. Fakat ilişkimizin bozulmasını istemiyorsak ve hemen sonuca ulaşmak istiyorsak, önce arabuluculuk yolunu denememiz gerekiyor.
Arabuluculuk sayesinde, "asla anlaşamayız" diyen insanlar/firmalar masaya oturunca bu fikrinden vazgeçiyor. Masaya oturan taraflar, süreç içerisinde bakış açısını değiştiriyor ve hatta geliştiriyor. Bu süreçte, elde edilecek kazançlar harita içerisinde monte edilince, taraf beklentilerinin birbiriyle uyumlu olduğu görülüyor.
Aile şirketlerinde yaşanan sorunların arabuluculuk yoluyla çözülmesi, dostane bir şekilde çözülmesi, hem psikolojik, hem sosyolojik hem de ekonomi açısından büyük bir önem taşımakta. Kimi zaman küçük ve kolay çözülebilir birçok sorun, aile şirketlerinde şirket ortakları arasında ciddi sorunlara hatta şirketin tasfiyesine neden olmaktadır.
Türkiye’de yeni bir dönem başladı. Türk Hukuk Sisteminde bugüne kadar uygulanmayan, 15.Kasım.2013'den bu yana fiilen uygulanabilecek hale gelen "hukuki uyuşmazlıklarda arabuluculuk" dönemi. Uyuşmazlığa sebep olduğunu düşündüğünüz her konuyu gündeme getirebilirsiniz ve çözümü yaratmada etkili olmasını sağlayabilirsiniz. Kendinizi tam olarak ifade edebilir, mağduriyetinizi ve sebeplerini karşı tarafa açıklayabilir, sizi anlamasını sağlayabilirsiniz. Uyuşmazlığın karşı tarafı ile birbirinizi anlayabilir, çözümü bir üçüncü kişiye bırakmak yerine birlikte bir çözüm yaratabilirsiniz.”
