Davanın ikinci gününde başka suçtan tutuklu sanık Melikşah Üniversitesi Genel Sekreteri Sanık Veli Demirci yaptığı savunmasında, “Türkiye Yüksek Öğretim Kurumları yasalar bünyesinde oluşturulmuştur. Vakıf Yüksek Öğretim kurumlarının uymak zorunda olduğu kanunlar vardır. Çatısını ise mütevelli heyet oluşturur. Hiç kimse görevinin dışına çıkmaz. Çıktığı zaman suçun şahsiliği işler. Genel Sekreter olarak senatonun ve üniversite yönetimin resmi yazışmalarını raporladım. Günlük en az 100 yazışmanın sevk ve idaresini yaptım. Yılda en az bir kere YÖK denetiminden geçti üniversite. Bu denetimlerde hazırlanan raporlarda terör örgütüne ilişkin bir ibare bulunmadı. Elde ettiği gayrimenkuller devlete aittir. Burç Eğitim Vakfı tarafından elde edilen gayrimenkuller de üniversite tüzel kişiliğine tescil edilmiştir. Ben Ali Deniz'e ve Ömer Bozok'a genel sekreter olarak üniversite hakkında bilgi verdim. Yemekhanede yemek yedik o sırada ben menü ile ilgilendiğim için masada neler konuşuldu bilmiyorum. Bunun dışında hiçbir şahsi görüşmem olmamıştır. Üniversite ve vakıf yönetimiyle görüşerek dairelerini aldı. Daha sonra dairelerin geç verilmesi ile ilgili kira istedi. İmara alma işlemleri, Büyükşehir Belediyesi ve Talas Belediyesi tarafından yapılmıştır. Üniversitelerin dini, dili, ırkı olmaz. Üniversiteler YÖK kurumudur. 85 Ülkeden her dine her renge sahip öğrencilerimiz vardı. Böyle bir kurumda genel sekreter olarak çalıştım” diye konuştu.
“O dönemin aktörleri, şimdinin hainleri”
Veli Demirci’nin avukatı Emre Ayan, o dönemin aktörlerinin şimdinin haini olduklarını belirterek, “Fetullah Gülen bu ülkeye altın tepside sunuldu. O dönemin aktörleri şimdinin hainleri. Ülkemizde gündem çok hızlı değişiyor. Ben bir hukukçu olarak anlamıyorum. O dönemde şilt veriliyor, bu dönemde yargılanıyor. Siyasetin bir şekilde buraya monte edilmeye çalışıldığını görüyoruz. PKK bu ülkede böyle yaratıldı. Bugün ne yazık ki şehitlerimiz gelmeye devam ediyor. Geleceğimiz adına kaygılıyız” dedi.