Hiç uyanmak istemiyorum diyorsanız: Depresyon ve tükenmişlik sendromuna yakalanmış olabilirsiniz! Hiç uyanmak istemiyorum diyorsanız: Depresyon ve tükenmişlik sendromuna yakalanmış olabilirsiniz!

 

 Beyin ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Hidayet Akdemir, Tip 1 beyincik sarkmasının genellikle gençlik çağında daha sık görüldüğünü belirterek, "Bu tip anomalinin ana özelllliği beyincikteki tonsillalarının foramen magnum altında servikal omurilik kanalı içerisine sarkmasıdır. Bu hastalıkta Beyin Omurilik Sıvısının (BOS) hem beyin, hem de omurilik kanalında dolanımı bozulması sonrası beyin içerisinde basınç değişikliklerine ve kafa içi basıncın artmasına yol açmaktadır. Bu hastalığın oluşumunda ileri sürülen 3 teori vardır. Hidrodinamik teori; kafa içi basıncı ile omurilik kanalı arasındaki basınç farkı nedeniyle bu anomali oluşmaktadır, mekanik teori; beyincikteki yapışıklılara bağlı olarak BOS dolanımın bozukluğu söz konusudur, yanlış gelişim; yaygın gelişimsel bozukluğun bir lokal uzanımı olarak beyincik dokuları uzamıştır" dedi.

Beyincik sarkmasının en sık şikayetlerinin, özellikle aralıklı artan kafa içi basıncı sonrası baş, ense, boyun ve omuzlardaki ağrı olduğunu belirten Akdemir, "Baş ağrısı özellikle geceleri uykudan uyandıracak tarzdadır. Baş ağrısı genellikle bulantı bazen de kusma ile birlikte görülebilir. Baş ağrısını ense bölgesindeki bazen omuzlara doğru yayılan ağrıları ve sertlikle takip eder. Ağrı zaman zaman olur bazen hiç olmaz bunun nedeni BOS dolanımındaki aralıklı seyirdir. Ayrıca omuz, bel veya bacak ağrıları görülür bu ağrılar yansıyan tarzda değildir. Ense, omuzlar ve kollardaki ağrı ve basınç veya baskı hissi en sık şikayetlerdir. Bu ağrıları baş dönmesi dengesizlik şikayetleri takip eder. Artan kafa içi basıncının yansıması olarak gözlerde bulanık görme, çift görme, gözlerin arkasında ağrı ve basınç hissi işığa ve güneşe bakamama şikayetleri vardır. En sık olarak (yüzde 70) nörolojik defisitlerden özellikle motor ve duyu defisitleri ekstremiteler de olup bu bulgu omurilik kanalı içerisinde kist olanlarda görülür. Bundan sonra yüzde 30- 40 oranında yürüme bozukluğu (ataksiler) görülür. Daha az sıklıkla yüzde 15-25 oranında yutma güçlüğü, konuşma bozukluğu, nistagmus, ve beyincik kranial sinir felçleri görülür.Beyincik bir denge merkezi olduğu için beyincik baskı altında olduğu için özellikle ince hareketler veya koordine hareketler bazende ellerde titremeler görülür. Ataksi başlığı altındaki denge bozukluğu baskındır. Çocukluk ve adelosan çağı ilerleyici skolyozların yüzde 30 unda Tip 1 beyincik sarkması birlikte bulunur görülür" dedi.

Bu anomalinin tedavisinin cerrahi olduğunu belirten Akdemir, "Malesef bu anomalinin cerrahi işlem dışında tedavisi yoktur. Tedavide ana soru bu anomali şikayet veriyor mu yoksa vermiyor mu bu sorunun cevabı çok önemlidir. Cerrahi tedavinin amacı, kranio-servikal bölgede bozulan nöral yapıları rahatlatmak ve BOS dolanımını düzeltmek için arka çukur kemik yapıları restore etmektir. Beyincik sarkması tip 1 cerrahi tedavisinde uygulananan ameliyat teknikleri; suboksipital kraniektomi, araknoid yapışıklıkların giderilmesi, tonsillar rezeksion ve duraplastidir.

Suboksipital dekompresyon yapmadan önce önden bası nedenleri; platibazi, C-1 asimilasyonu tanımlanmalıdır.Böyle durumlarda beyincik sarkması eşlik eden diğer anomaliler doğru tanımlanmalıdır. Bu durumda ağız yoluyla öndeki bası kaldırıldıktan sonra enseden cerrahi girişim düşünülmelidir. Pediatrik A-Chiari malformasyonu olgularda ilk problem cerrahi endikasyondur. Bu yaş grubunda A-Chiari tip 1 teşhisi çoğunlukla tesadüfi bulgudur. Bu yaş grubu olgularında cerrahi tedavi konusunda kesin bir konsensus yoktur. Erişkin grubu Arnold-Chiari malformasyonları cerrahi tedavi sonuçlarında özellikle suboksipital kraniektomi, C-1 laminektomi, duraplasti yapılan olguların yüzde 100 şikayetlerde iyileşme, sirengomyeli olguların yüzde 80 sirengomyeli kavitasyonda küçülme görülmektedir" diye konuştu. (Kurumsal)