İltihaplı dişlerin ölümcül sonuçları ortaya çıktı! İltihaplı dişlerin ölümcül sonuçları ortaya çıktı!

Tıkayıcı beyin damar hastalıklarının yani iskemik beyin damar hastalıklarının genelde hastaların yüzde 85- 90 gibi büyük bir oranını oluşturduğunu belirten VM Medical Park Samsun Hastanesi Nöroloji Kliniğinden Uzm.Dr.Faruk Akkaya, kanayıcı damar hastalıklarının ise yüzde 10-15 gibi bir grubu oluşturduğunu söyledi. Dr. Akkaya, “ ‘Tıkayıcı beyin damar hastalıklarının özellikle neden oluyor?’ sorusunun cevabını bulmak adına, ‘niye insanların beyinlerinde damar tıkanıklığı olur da böyle bir inme gelişir?’ sorusu sorulabilir. Bu durum beyin damarlarına pıhtı atılması ki ya kalp kökenlidir (kalpteki kapaklardaki kalp dokusundaki hasara bağlı olarak veya ritm bozukluğuna bağlı olarak oluşan pıhtıların şah damar yoluyla) ya da büyük damarlardan (aort ya da şah damar gibi) atılan pıhtıların, beyin damarlarını tıkaması ve beyinle ilgili bölgelerde hasarlar oluşturması nedeni ile ortaya çıkabilir. Pıhtı atmasının dışında birde, damar sertliği dediğimiz kolesterol, şeker hastalığı, yüksek tansiyon ile ilintili damarlardaki bozulmanın üstüne gelişen plaklar damarı olabildiğince daraltmakta, bozmakta ve seneler içerisinde ilerleyici beyin kan akımını bozarak ve bu bölgeden atılan pıhtılarla da ya da kendisi bu bölgeyi tıkayarak beyin damar hastalıklarının oluşumuna neden olmaktadır. Ayrıca hızlı tansiyon düşmesi, ani kalp durmaları, solunum durmaları, ya da pıhtılaşmayı sağlayan kandaki sistem bozuklukları, bazen de kanser hastalarımızda da farklı mekanizmalarla da ortaya çıkabilir ve beyinde tıkayıcı beyin damar hastalıklarına neden olabilir. İkinci olarak daha az sıklıkta gördüğümüz kanayıcı beyin damar hastalıklarıdır. Kanayıcı BDH yüksek tansiyon, beyin damarlarındaki anomallikler (anevrizma, AVM), travma, pıhtılaşma bozucu ilaçların kontrolsüz kullanılması beyin kanamalarına neden olabilmektedir” diye konuştu.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Dr. Ömer Faruk Akkaya şu bilgileri veridi: “Beyin aldığımız nefese, ayakta durmamıza, yaşamsal faaliyetlerin hepsini organize eden ana organdır. İnsanı insan yapan tüm değerlerimiz beyinle ilintilidir. Hangi bölgede etkilenme oluyorsa ona ilişkin olarak ta beyindeki hasarlanan yere bağlı olarak görme, konuşma, yutma, sağ ya da sol taraf güçsüzlükleri, duyu kaybı, denge bozukluğu ve hatta ölüme kadar yol açan bir duruma neden olmaktadır. İnme hastalarına 10-15 yıl öncesine kadar akut tedavisi yani erken dönem tedavisinde daha çok koruyucu standart tedaviler uygulanırken, beyin hücrelerinin hassas ve oksijensizliğe fazla dayanamaması nedeniyle hızlı ve etkili tedaviler geliştirilmesi gerekliliğine neden olmuştur. Son 10-15 yıldır dünyada pıhtı eritici tedavi beyin damar hastalıkları içinde kullanılmaya başlandı. Bu tedavi yöntemlerinin acil pratiklerine girmesi ile de kalıcı hasarlara yol açan bu durum önlenebilir hale geldi. Pıhtı eritici tedavinin yetersiz kaldığı durumlarda kasıktan girilerek yapılan anjiyo ile pıhtının uzaklaştırılması da bir diğer tedavi yoludur. Bu tedavilerin yapılabilmesi için ilk 4-6 saat içinde tedavileri yapabilecek merkezlere ulaşılması gerekmektedir. 6 saatin dışında bu tedaviler ne yazık ki yapılsa bile kısmi ya da hiç sonuç vermemektedir.” (Kurumsal)