İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, geçen yıl 12 Kasım'da Melikgazi ve Kocasinan ilçelerinde yaşayan 4 Suriye uyruklunun, terör örgütü DEAŞ ile bağlantılı olduğunu tespit etti. Ekipler, belirlenen adreslere eş zamanlı operasyon düzenleyerek, Halil Elhamut, Yaser El Ş., Muhammed El Ş. ve Mohammed El H.’yi gözaltına aldı. Şüphelilerden Halil Elhamut’un, DEAŞ'ın sözde 'Rakka emiri' olduğu, Türkiye'ye geldiği süre içinde Kayseri, Şanlıurfa, İstanbul, Mersin ile Adana'da örgüt adına faaliyet yürüttüğü belirlendi. Adliyeye sevk edilen 4 şüpheli tutuklanarak cezaevine konuldu. Haklarında, ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan dava açıldı.
Kayseri 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 3 Haziran’da görülen karar duruşmasında tutuklu sanıklardan Halil Elhamut 8 yıl 9 ay, Yaser El Ş. 7,5 yıl, Muhammed El Ş. ve Mohammed El H. ise 6'şar yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme heyeti, Muhammed El Ş. ile Mohammed El H.'nin cezaevinde kaldıkları süreyi dikkate alarak tahliyelerine, diğer sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
EBU İBRAHİM KOD ADINI KULLANMIŞ
DEAŞ’ın sözde Rakka emiri olduğu iddia edilen Halil Elhamut, emniyet ve savcılık ifadesinde, “2013 yılında Rakka'da servis şoförlüğü yaptım. 2014 yılında amcamın oğlu olan Ebu Lokman kod adlı Ali Musa El Şevvah’ın yanında özel şoförü olarak çalışmaya başladım. 1 yıl bu şekilde özel şoförü ve koruması olarak çalıştım. Kardeşim DEAŞ tarafından öldürüldü. Engel olamadım. Kardeşim ölünce DEAŞ'tan ayrıldım. Sonrasında bulunduğumuz bölgeyi YPG ele geçirdi ve beni cezaevine attı. 2019 yılında kaçak yollarla Türkiye'ye geldim. DEAŞ içerisindeki adım Ebu İbrahim’di. Örgüt içinde silah kullanmadım” diye konuştu.
GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI
Karar sonrası mahkeme tarafından açıklanan 17 sayfalık gerekçeli karara DHA ulaştı. Sanığın DEAŞ terör örgütü içinde yönetim konseyi üyesi ve Rakka Valisi olarak görev yapan Ebu Lokman kod isimli Ali Moussa El S. altında Rakka emiri olarak görev yaptığı, Ebu Lokman kod isimli teröristin infazlardan sorumlu olması nedeniyle kendisinin görevinin de Ebu Lokman'a bağlı olarak DEAŞ içerisinde huzursuzluk çıkaran ya da DEAŞ'a karşı gelen kişilerin bizzat infaz emirlerini vermek bazen de infazları gerçekleştirmek olduğu, bu hususa ilişkin tanık beyanlarının bulunduğu, ayrıca Türkiye'ye kaçak yollarla geldikten sonra Suriye'de örgüt içerisinde üst düzey görev yapması nedeniyle yakalanmamak için sürekli il değiştirdiği, telefon görüşmelerini büyük bir gizlilikle yürüttüğü ifade edildi.
ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLERİNDEN YARARLANMADI
Sanığın soruşturma aşamasında Ebu Lokman'ın yanında şoförü olarak görev yaptığına dair ifade verdiğine de vurgu yapılan kararda, DEAŞ içerisinde bulunduğuna, silah kullanmadığına ilişkin beyanı bulunsa da etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiği kanaatine varıldığı belirtildi.
İSTİNAF HUKUKA UYGUN BULDU
Sanık avukatları verilen cezalar yönünden, yerel mahkemenin kararını Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. Dosyanın geldiği 2’nci Ceza Dairesi yapılan inceleme sonrası, davayı karara bağladı. Ceza Dairesi'nce yerel mahkemenin verdiği kararlarda, usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, delil ve işlemlerde herhangi bir eksikliğin olmadığı ve ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu belirtilirken, yapılan başvuruların esastan reddine karar verildi. Oy birliği ile alınan kararın, Yargıtay temyiz yolunun açık olmak üzere verildiği belirtildi.