Biz önce devletimizin varlığını sonra milletimizin birliğini ve daha sonrada tabi ki hareketimizin de düşüncelerini hepsini harmanlayarak doğru bir karar vermeye çalışacağız. Bu kararımızı da çok kısa bir süre sonra açıklayacağız. Artık sonuna geldik. Daha fazla da milletimizi bekletmeyeceğiz.

“BBP OLARAK BU SİSTEMİN DEĞİŞMESİNİ ARZU ETTİK”

Kayserili siyasileri sosyal medya akımına dahil ettik! Kayserili siyasileri sosyal medya akımına dahil ettik!

Bu referandum ne ilk ne de son. Yani bu referandum oylamasından ne çıkarsa çıksın, öncelikle şunu söyleyeyim Türkiye batmayacakta Türkiye bir anda uçmayacakta. İkincisi Türkiye’de 80 darbesiyle yapılmış olan darbe anayasasının bir idari sistemiyle yönetilmekte Türkiye. Bu sisteme zaten alternatif olarak kurulmuş bir siyasi partiyiz biz. Büyük Birlik Partisi olarak bu sistemin hep değişmesini arzu ettik. Ama maalesef bu olmadı. Tabi onun dışında daha öncede ifade ettik biz adı başkanlık olur, partili cumhurbaşkanlığı olur, parlamenter sistem olur. Biz adına da takılmış değiliz. Biz içeriğine bakacağımızı daha öncede ifade ettik. İçeriği ile ilgili tereddütlerimizi de daha önce ifade ettik. Yani ünite yapıdan asla taviz verilmemesi gerektiğini, Türk kimliği ve Türkçeden asla taviz verilmemesi gerektiğini, temel haklar ve inanç hürriyeti konusunda, darbe hukukunun anayasadan temizlenmesi… Bunların hepsini dile getirdik.  

“EVET DİYENEDE HAYIR DİYENEDE HERKES SAYGI GÖSTERMELİ”

Evet diyeni de hayır diyeni de biz tercihine sonuna kadar saygı duyarız. Ve herkesin bu saygıyı göstermekle de mükellef olduğunu düşünüyoruz. Devletimizi yönetenler ve hükümet edenlerin evet propagandası yapanlara da hayır propagandası yapanlara da eşit şartlarda bir imkan sağlamasının demokrasinin bir gereği olduğunu düşünüyoruz. Özellikle eğer bu çalışmalar, propaganda imkanları sadece tek tarafa verilirse dolayısıyla diğer taraf haksızlığa uğradığını, propaganda imkanı bulamadığını çok yüksek bir sesle dillendirecektir. 

Evet diyenin de serbestçe evet diyebilmesini hayır diyeninde serbestçe hayır diyebilmesini hepimiz bu refahı sağlamakla mükellefiz. Özellikle bir takım şiddet unsurlarının, şiddet hareketlerinin devreye girmesi hiç birimizin kabul edebileceği bir şey değildir. Asla bu konuda kime uygulanırsa uygulansın kimden gelirse gelsin ve kime karşı yapılırsa yapılsın şiddete şiddetle karşı olduğumuzu bir kere daha burada ifade etmek istiyorum. 

“TÜRKİYE’NİN OHAL’E İHTİYACI YOK”

Türkiye’nin artık OHAL’e ihtiyacı olmadığını düşünüyorum. Ve OHAL’in kaldırılması gerektiğini bir kere daha söylüyorum. Özellikle de bu referandum sürecini biz OHAL ile geçirirsek olası bir ‘evet’in yüksek çıktığı sonuçta, tartışmalı bir hale gelecektir ve hem batının tavrını şu anda net bir şekilde görüyoruz. Hem de dediğim gibi dış Dünya hem içerdeki belli çevreler bunun OHAL anayasası olduğunu iddia edeceklerdir ve meşrutiyetini tartışmaya açacaklardır. Bunun için OHAL kaldırılmasını doğru buluyoruz. Bir diğer sebep ise herkesin tercihini özgürce yapabilmesini hiçbir baskı hissetmeden yapabilmesinin yolunun da yine OHAL in kaldırılmasından geçtiğine inanıyoruz. Ben BBP Genel Başkanı olarak Nisan başı itibari ile OHAL in kaldırılmasını hükümete buradan teklif etmek istiyorum. 

Bir başka husus özellikle Almanya ve Hollanda başta olmak üzere çeşitli Avrupa ülkelerinde bakanlarımıza, ülkemizin siyasi parti temsilcilerine konuşma hakkının verilmemesini şiddetle kınıyorum. Bu yasağı getiren ülkeleri derhal bu yasağı kaldırmalarını ve demokrasinin beşiği olduğunu iddia ediyorlar, en yüksek demokrasiye sahip olduklarını iddia ediyorlar ama koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlarına konuşma hakkı vermiyorlar. 

Geçmişte biz terörle mücadele konusundaki bütün yanlışları dile getirdik. Çözüm sürecine şiddetle karşı çıktık. Müzakere değil mücadele ederek terörün bitirileceğini söyledik. Ancak bugünde doğru bir mücadele var. Doğruya da doğru demesini bilen bir siyasi hareketiz. Ve terörle sürdürülen doğru mücadelede de devletimizin ve hükümetimizin yanında olduğumuzu bir kere daha ifade etmek istiyorum.