Kısaca örnek vermek gerekirse, önceden 20 TL’ye kestirdiğim saça şimdi yüzde 50 zam getiren kuaförümden bahsetmek istiyorum. Uzun yıllardır gittiğim kuaför kardeşim Mehmet, zam yapmak da o kadar haklı ki, aylar önce kısa yaptığımız sohbette aslında fiyat listesinde çok daha fazla olduğunu öğrendim. Gerçekte olan fiyat listesindekini görünce ‘canın ne kadar istiyorsa al’ dedim kendisine…
Neyse asıl konumuza gelelim, hal böyle olunca normalde her hafta gidip saç ve sakal bakımı yaptıran ben bile artık 2 aya yaklaşınca kuaförüme gider oldum. En basit örneği bu bence. İnsanların geçim sıkıntısı yüzünden kendilerine vakit ayırmak bile aklına gelmiyor.
Bugün saç, sakal uzadığını fark edip, yine kuaförüme gittim. Kuaförde ‘lütfen veresiye teklif etmeyin’ diye yazı asılınca içim sızladı. Her yerde görürdüm de bir berberde veresiye yazısı göreceğimi düşünmezdim. Bu kadar sıkıntılı mı bu süreç diye soruyorum.
Sorduğuma pişman oluyorum. İçi o kadar dolmuş ki kuaförümün, her gün yüzlerce insan tıraş ediyor ve yüzlerce hikaye dinliyor, bunların içerisinde veresiye verenler de var tabi.
Döviz patlaması yüzünden çıkan kira fiyatları, yiyecek, giyecek ve özellikle akaryakıt zamlarının artık halkın belini büktüğünü söyleyen kuaför kardeşim, gelsin şu yetkililer, bir gününü kuaförde geçirsin, vatandaşı burada bir dinlesin.
Kuaför kardeşim, evine bırakın et, tavuk almayı, kahvaltılık gıda alacak cebinde parası olmayan ve canına kıymayı aklından geçiren insanlarımız olduğunu haykıra haykıra anlattı.
Sadece yukarıda bahsettiğim durum basit bir örnekti.
Kısacası halkın en büyük sorunu ekonomik kriz ve siyasilere olan güvensizlik.