İnsanlar arasında cimrilik parasal ilk akla gelendir şüphesiz. Sıraya koyacak olursak, duygusal cimrilik, sosyal cimrilik, psikopatik cimrilikte tehlikeli vaziyetler arasındadır illaki. Zor mudur bu tür insanlara rastlamak? Elbette hayır…! Sağım, solum, önüm, arkam SOBE… En belirgin özellikleridir güvensiz ve emniyetsiz hissiyatları. Kendilerini aşırı derecede önemseyişleri, empati duygusundan yoksun oluşları. Sorsanız onlara “siz cimri misiniz” diye… “yoooo sadece tutumluyum…” cevabı alırsınız. Ya ben sizin tutumluluğunuzu yerim…!!!
Hadi buyurun birkaç soru size… “En son kime hediye aldınız…? En son kime bir kahve ısmarladınız…? En son hangi öksüz ve yetim bir çocuğun başını okşadınız…? En son kimi yaptığı işten dolayı yermek yerine yücelttiniz…? En son kime marketten yaptığınız 3 poşet yiyeceğin 1 poşetini gerçekten ihtiyacı olduğunu bildiğiniz halde verdiniz…? En son… En son… En son kimi kendinizi sevdiğiniz kadar sediniz…?
Belki de birileriniz cimriliği hastalık olarak adlandıracak. Değil efendim değil… Cimrilik bir hastalık değil kişilik özelliğidir. Kişinin kişiliği içinde debelenmesidir. Merak ediyorum Azizim; siz yorulmadınız mı? Parayı nereye saklamayı düşünmekten… Sadece kendinize cömert olurken evinize doldurduğunuz eşyaları sonuna kadar kullanmaktan… Girdiğiniz ortamlarda hesabı hep karşı tarafa nasıl ödetirim diye beyninizi yormaktan… Her baktığınız şeyde bundan da nasıl kazanç elde ederim diye kar peşine düşmekten…
“Biriktirir az yemeye alışır… Kemer sıkar yokluk ile barışır… Kendisini zorlayarak çalışır… Kazanmayı bilir yiyemez CİMRİ. Altından, gümüşten, puldan, cehizden, dolardan, dinardan, yenden, dövizden, arsadan, borsadan, ranttan, faizden haz almayabilir…! Giyemez cimri…
Dövizi bozdurmaz para dilenir, en ucuzu almak için dolanır, pazardan geçerken ağzı sulanır, cepteki paraya kıyamaz cimri… Kendine bakamaz erken ölür, biriken parası bankada kalır, dövizin faizin tadını alır, hayatın tadını alamaz CİMRİ…
Saygı ve sevgilerimle…