senalar olmuş. Sevgili peygamberimiz onun hayatı, doğumu, ahlakı anlatılmış. Bir de güneş yılına göre doğumu vardır. 20 Nisan 571 yılı. Şimdi ülkemizde hem Mevlit kandili olarak hem de kutlu doğum olarak etkinlikler yapılıyor.
Peki, hocam bunun gerekliliği nedir?
Yüce rabbimiz sevgili Peygamberimizi bize örnek gösteriyor. En güzel ahlakta, beşeri münasebetlerde Peygamber efendimizi ahlakın zirvesinde gösteriyor. Peygamberimiz gelmeden önce insanlar sıkıntı, bunalım içerisindeydi. İnsanlar arasında hak, hukuk, edep, ahlak yoktu. Peygamberimiz geldi, zalimler masum oldu, cahiller alim oldu, vahşiler medeni oldu, anarşi yerini huzura bıraktı. Karanlıklar aydınlık oldu. Peygamberimiz doğduğunda binlerce yıldan beri yanan Mecusi ateşleri söndü. Kuru çöller yemyeşil oldu. İnsanlıkta da saygı, sevgi kavramları oluştu.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammet’in (s.a.v.) Allah elçisi oluşunun delilleri nelerdir?
Peygamber efendimizin siması müstesna, fevkalade bir güzelliğe sahip. Ahlakı ayrı bir güzellikte. Çünkü Allah’ın terbiyesinde yetişmiş. Başarılı öğretmen olmak isteyen, belediye başkanı olmak isteyen, etkili din görevlisi olmak isteyen, şükreden zengin olmak isteyen, sabreden fakir olmak isteyen, komutan olmak isteyen Peygamber efendimize baksın. Demek ki herkes için modeller vardır Allah’ın elçisinde.
‘’Efendimiz bize ne yaptı?’’ derseniz. Efendimiz bize Allah’ı öğretti. Ölümün korkunçluğunu giderdi. Ölüm demek toprağa bitmek değil. Bize ölümü ‘’biricik sevgiliye kavuşmak’’ diye gösterdi Hz. Peygamber. Dünyamızı da Ahireti de ayrı bir cennet haline getirdi.
Hocam bizim Hz. Peygambere karşı görevlerimiz nelerdir?
En önemli görevimiz Hz. Peygamberi tanımaktır. Bakın onu herkes tanıyor. Biz Müslümanlar olarak Efendimizi çok iyi tanımalıyız. Efendimizi sevmeliyiz. Tabii ki bizim sevmemize ihtiyacı yoktur. Ama bizim onu sevmeye ihtiyacımız var. Bizim bütün dertlerimizin devası ondadır. Şimdi bakın bizim ülkemizde neler var. (Açlık, fakirlik, cahillik, sen-ben kavgası…) Bütün bu sorunların devası Hz. Peygamberde. Ayrılmış gönülleri birleştiriyor. 120 yıllık kan davalarını unutturuyor. Bugün dertlerimizin devası bu peygamberi tanımak ve sevmekte. Ülkenin doğusu-batısı, kuzeyi-güneyi bu peygamberi ne kadar sever ve ahlakı ile ahlaklanırsa o kadar mutlu, güvenli, huzurlu ve başarılı oluruz. Efendimizin ahlakında doğruluk, Güleryüz, tatlı söz, sabır, yardım, herkesin derdiyle ilgilenmek var. Onun ahlakı ile yetişen biri herkes ile ilgileniyor. Hiçbir şeye ‘’bana ne’’ demiyor. Peygamberimize karşı görevimiz bağlılık niteliğinde zaman zaman ona selamlar göndermek.
Diyanette ve Kayseri’de uzun zamanlar görev yaptınız. Şimdi neler yapıyorsunuz?
Henüz görevim tam olarak bitmedi. İl hizmetlerime devam ediyorum. Nisan ayında kutlu doğum olur. Ülke içinde ve dışında konferanslar veririm. Ülkemizin doğusunda ve batısında dini irşada çok fazla ihtiyaç var. Bende sağlığım ve gücüm nispetinde bu davetlere hayır dememeye çalışıyorum. Televizyon programlarına katılıyorum. Ankara’da Beyaz TV’de haftada 2 saatlik bir program yapıyorum. O programda Peygamber efendimizin yetiştirdiği altın neslin hayat hikayelerini ve bize verilen mesajları yayınlıyorum. Kanal 7 Televizyonunda canlı olarak haftada 2,5 saatlik bir programımız var. Kayseri’de de mahalli yayın yapan bir Televizyon kanalında rutin olarak haftada 1 konuşmamız oluyor. Onun dışında da bir eğitim merkezi yaptırıyoruz. Talas da Kerkük Bulvarı üzerinde üniversite kampüsünü andıran bir yer yapıyoruz. 2 Üniversite’nin arasında bir 3’üncü üniversite gibi bir yer yaptırıyoruz. İlahiyatı bitirmiş gençlerin içerisinden diyanet seçiyor. Müftü olacak gençler için eğitim merkezi yaptırıyoruz. Orada da bir hayli yol almış bulunmaktayız.
Kayseri eskiden bir ilim merkeziydi. Şu anda da öyle mi? sizin gibi Alimler bunu yaşatmaya çalışıyor. Bu konu ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Kayseri tarih boyu ‘’Alimler yurdu’’ olarak bilinmiş. Buradan çok değerli insanlar gelip geçmiş. Rabbimize hamd ederiz ki bizi onların varisi kıldı. Rabbim bunu geliştirmeye ve yaşatmaya fırsat verdi. 40 yıl Kayseri halkının önünde oldum. 23 yıl Vaiz, 17 yıl da il müftüsü olarak burada hizmet verdim. Eserler verdik, eserler bıraktık. Ama bütün bunlar benim hünerim değil. Muhterem halkımızın hüneri. Onlar balta vurdular, biz ‘ah’ dedik. Böylece çok hayırlı sonuçlar elde ettik. Zannederim ki yaptığım en büyük katkı Kahramanmaraş, Sivas gibi illerde din olayları oldu. Kayseri’de de bu tarz olaylar çıkartılmak istendi. Biz buna izin vermedik. Zannediyorum ki biz Kayseri’de devlet-millet kaynaşmasını başarı ile gerçekleştirdik. Asıl hizmetimiz bu konuda oldu. Devlet de bizim millet de bizim. Devlet ve milletin ahenk ile kaynaşması gerekirdi. Bizim buna katkımız oldu diyebilirim. Şimdi de gücüm nispetinde Kayseri’de de hizmetler yapmaya çalışıyorum.
Bir çok kitabınız var. Yeni kitap faaliyetleriniz var mı?
Olması lazım da vakit bulamıyorum. Bu iş tek başına yapılacak bir iş değil. Mesela Beyaz TV’de yaptığım program. O programda sunduğum ‘Altın Nesil’in herkes örnek bir kişilik. Onlar toparlanıp bir kitap yapılabilir. Bunlar da emek ve zaman istiyor.
Yeni öğrenciler yetiştiriyor musunuz?
Bu işler için bu çalışmaları yaptık. Burada bir stüdyo kuruyoruz. Amacımız da odur. Talep olduğu sürece bizden sonrakileri yetiştirmektir. İnşallah gayretimiz ve çalışmalarımız yerini bulur.
[Uğur Ayazsın]