Kayseri Barosu avukatlarından yönetime protesto
Kayseri Adliyesi’nde toplanan Kayseri Barosu mensubu avukatlar, Baro yönetimini protesto etti. Türkiye genelinde 59 Baro tarafından imzalanan ortak bildiriye Kayseri Barosu’nun destek vermemesi avukatlar arasında tepkilere neden oldu.
Söz konusu bildiri, İstanbul Barosu'nun görevden alınması ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik gelişmelere karşı hazırlanmıştı. Geçtiğimiz hafta içerisinde kamuoyuna sunulan bildiriyi Türkiye’nin birçok ilindeki barolar imzalarken, Kayseri Barosu bu sürece dahil olmadı.
Baro yönetiminin sessiz kalmasına tepki gösteren bir grup avukat, Kayseri Adliyesi önünde bir araya gelerek açıklama yaptı. Grup adına yapılan açıklamada, “Barolar sadece mesleki sorunlarla değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğü ve adaletin tesisi için de sesini yükseltmelidir” ifadeleri kullanıldı. Açıklamanın ardından 59 Baro tarafından imzalanan bildiri okundu ve avukatlar alkışlarla Baro binasına yürüdü.
Baro içerisinde de alkışlı protestolarını sürdüren avukatlar, yönetimin bu tutumunu eleştirerek daha şeffaf ve duyarlı bir yaklaşım talep etti. Baro yönetiminin önümüzdeki günlerde yapılacak olan toplantıda bildiriyi gündeme alıp almayacağı merakla bekleniyor.
Henüz Baro yönetimi tarafından konuya ilişkin resmi bir açıklama yapılmadı.
İşte O Bildiri
Hukuk Devleti ve Demokratik İradenin Savunucularıyız!
Hukukun üstünlüğü ve baroların bağımsızlığı, demokratik bir toplumun vazgeçilmez unsurlarıdır. Ancak ne yazık ki, gerek İstanbul Barosu Başkanı Av. Prof. Dr. İbrahim Özden Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınmasına ilişkin davada varılan sonuç, gerekse İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bazı ilçe belediye başkanları ve belediye bürokratları hakkında başlatılan soruşturma nedeniyle yapılan başsavcılık açıklaması; soruşturma süreçlerinde yaşanan hak ihlalleri, somut olgulara dayanmayan gizli tanık beyanları, sebep-sonuç ilişkisi kurulamayan mesnetsiz suçlamalar ve hukuka aykırı şekilde uygulanan tutuklama tedbiri, adalet sistemimizi derinden sarsmış; hukuki güvenlik ve özgürlük hakkını ihlal eden bir sürecin parçası olarak toplumda derin bir endişeye yol açmış, seçilmiş yöneticilere yönelik gözaltı, tutuklama ve görevden alma işlemleriyle seçmen iradesi yok sayılmış, seçme-seçilme hakkı fiilen ortadan kaldırılmıştır.
Seçilmiş baro başkan ve yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, belediye başkanlarının gözaltına alınması, tutuklanması ve yerlerine kayyum atanması, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik hukuk devleti olma vasfını zedelemektedir.
Biz, Kayseri Barosu’na bağlı bir grup avukat, imzası bulunan 59 baro ile birlikte; İstanbul Barosu’nun ve meslektaşlarımızın baroların bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü mücadelesinde yanlarında olduğumuzu ve her türlü hukuksuzluğa karşı hukuk çerçevesinde mücadele edeceğimizi; yargının araçsallaştırılmasına, baroların susturulmaya çalışılmasına, adil yargılanma ilkesinin yok sayılmasına ve bireylerin özgürlüklerinin keyfi şekilde kısıtlanmasına karşı durduğumuzu, hukukun üstünlüğü yok sayılarak yaratılmak istenen hukuksuzluk düzenine boyun eğmeyeceğimizi ve demokratik değerleri savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Her ne kadar yaptığımız ve 59 baronun imzaladığı bu ortak açıklama Kayseri Barosu Başkanlığı tarafından imzalanmamış ve kabul edilmemiş ise de; bizler, Kayseri Barosu’na bağlı bir grup avukat olarak bu kararı kabul etmiyor, bu ortak metni kendi adımıza imzaladığımızı, her türlü hukuksuzluğa karşı kayıtsız şartsız mücadele edeceğimizi ve hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğimizi ifade ediyoruz.
Son dönemde, hukuka ve evrensel ilkelere aykırı şekilde gerçekleştirilen, somut delile dayanmayan tutuklamalar; adaletin ve kişi özgürlüğünün açık bir ihlalidir. İsnat edilen suçların niteliği, tutuklama tedbirinin istisnai ve son çare olarak uygulanması gereken bir tedbir olduğu değerlendirildiğinde, mevcut kararların cezalandırma aracına dönüştürüldüğü ve masumiyet karinesinin yok sayıldığı açıktır. Toplumun adalete ve hukuka güvenini zedeleyen bu kararlardan bir an önce dönülmesini talep ediyor, haksız tutuklamalara karşı hukuki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.