Durak 71 o dönemin cumhuriyet meydanındaki en iyi yazlık çay bahçesiydi.Şimdiki alış veriş mağazasının olduğu yerden başlar istasyon cd doğru devam ederdi.Yaz akşamlarında bağa gidemeyenler burda nefeslenirdi.Her akşam tıklım tıklım dolu olurdu.
Roma dondurmacısınında tam köşede olması bahçeye renk katardı.Roma dondurmacısının üstünde Cumhuriyet meydana bakan şekilde bir reklam vardıki bizi çocukluğuzda çok etkilemiştir.Büyük bir reklam panosuydu.tam dondurmacının üzerindeydi. büyük bir Türkiye haritasından tam oratasından Kayseriden pala bıyıklı genç bir delikanlı çıkmış bir elinde o zamanlar yeni çıkmaya başlayan düdüklü tencere var. Diğer kolunu uzatmiş Türkiyenin sınır şehri Edirneye doğru sınırdan girmek isteyen kel kafalı şişman papyon kıravatlı takım elbiseli bir iş adamının kel başına elini koymuş şunu diyordu’’DUR TÜRKİYE’DE ULUBAŞ VAR’’
Bu reklam ozamanda bizi çok etkilemiş ve halada unutamadıklarımızın arasında anılarımızda kalmıştı. O dönemlerde yutdışından gelen düdüklü tencereyi Kayseride bir müteşebbis üretmeye başlamıştı bu marka düsüklü tencerede yabancı tencerelerin satışını durdurmuş artık Türkiyedede düdüklü tencere üretiliyoru tasdiklemişti.Üretmeyip ithalata dönen ekonomiyi gördükçe hep bu reklam gözümüzün önüne gelir oldu.
Ramazan teravi namazıyla Kayseri gecelerine renk kattıkça şehirde hareketlilik devam ederdi.Bizler her zaman şehre gelemediğimizde mahalle camilerimizde teravi namazı kılmaya giderdik . Bu gidişlerimiz bazen yerinde olur bazende yaramaz arkadaşlarımızın camide gülmeleri fıkırdamaları nedeniyle teravi namazında kovulmamızla sonuçlanırdı.Teraviden sonra hemen evlere gidimezdi. Oyunlar oynanır gece sokağın tadı çıkarılır ve İllik (sahur) vaktıne doğru evlere girilirdi.
İlliğe kalmak bizim için baysram sevinci gibiydi.İllikde katmer, Kete , hoşaf yemek büyük marifetti.Küçükler dayanamaz sabah dokuza doğru anneleri karınlarını doğururdu bunada ‘oğlum tekne orucu tutdu’ derlerdi. On yaşlarına doğru artık iyice oruç tutmaya başladık.O yaşlarda oruç tutanları büyükler ikramlarla onurlandırırlardı.
Devamı gelecek...