Kudüs, Osmanlı himayesinden çıktığı günden itibaren Batı’nın politik manevralarına sahne olmuştur. Bu manevraların sonuncusu, ABD eliyle Kudüs’ün İsrail’in Başkenti ilan edilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. İşgalin 100.yılına denk gelen bu hamle, Ortadoğu’nun kaderi olarak sunulmaktadır.

ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi kabul edilemez. Filistinli kardeşlerimiz bugün, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, insanlık dışı muamelelere maruz kalırken, İsrail’e böyle bir koz verilmesinin hiçbir hukuki, insani ve vicdani açıklaması olamaz. Birleşmiş Milletler kararlarına baktığımızda, 1947'den bu yana, Kudüs'ün İsrail tarafından işgal ve ilhak edilmesi kabul edilmemiştir.

İsrail, 1980 yılında Kudüs'ü ilhak kararı almıştır. Buna karşılık, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 20 Ağustos 1980 tarihli ve 478 sayılı kararla, İsrail'in Kudüs'ün karakterini, statüsünü değiştirecek tüm idari, yasal önlem ve faaliyetlerinin ve bu konuda kabul ettiği temel yasanın hükümsüz olduğunu ilan etmiştir.

Uluslararası hukukun dahi hiçe sayıldığı Filistin meselesinde tarafını ortaya koyan ABD, tarihi boyunca İsrail’in emellerinden biri olan bu hamleyi gerçekleştirerek, insanlığa ve barış umuduna ağır bir darbe indirmiştir.

Filistin meselesi, yalnızca Müslümanları ilgilendiren bir konu değil, insanlık tarihine kara leke olarak yerleşen bir zulümdür. Üç semavi dinin de kutsal mekânlarının yer aldığı peygamberler şehri Kudüs’e, İsrail ve ABD’nin hükmetme çabası, dünyanın bütün halklarına karşı yapılan bir haksızlıktır.

Barış içinde ve bir arada yaşamayı savunan tüm ülkelerin, bunu söylemden öteye taşımalarının tam vaktidir. Kudüs’ün işgaline, tüm dünyanın tepki vermesi gerektiğini savunuyoruz. Bu bir insanlık meselesidir!

Başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti idealinden geri adım atılması söz konusu değildir.Tarih, hakkı olanı arayan ve zulüm gören Müslümanları da zalimleri de yazacaktır. Bu zulüm, gelecek nesillere kötü bir miras olarak kalacaktır.

Yamula Barajı ve Sarımsaklı Barajı alarm veriyor: Bekleyecek zaman kalmadı, acil tedbir! Yamula Barajı ve Sarımsaklı Barajı alarm veriyor: Bekleyecek zaman kalmadı, acil tedbir!

Biz Müslümanlar olarak, Müslüman iş insanları olarak var gücümüzle bu mezalimin karşısında durduk ve duracağız. (Kurumsal)