dışarı çıkmak zorunda, malzeme almak zorunda kaldı. Baktım olacak gibi değil 'bende bir el atayım' dedim. İnsan isteyince her şeyi yapıyor, önemli olan istemek. Sonuçta kendi işimiz insan eşine yardım edecek olunca bir şekilde bu işi öğrendim” dedi.
Birçok işi öğrendiğini ve rahatlıkla yapabildiğini söyleyen ve dükkanda ayakkabı daraltma, genişletme, konç kalıbı açma ve ufak tefek tamir işlerini yapan Dilsizoğlu, “İlk zamanlar müşteriler geldiğinde beni görünca şaşırıyorlardı. Bana 'Ustanızı çağırır mısınız?' diyorlardı. Ama 'usta benim' dediğimde şaşkınlıkları daha da artıyordu ve 'cidden siz mi yapıyorsunuz?' diye soruyorlardı" diyerek yaşadıklarını anlattı.
İnsanların kendisini görünce ilk etapta şaşırması ve takdir etmesinin kendisini mutlu ettiğini söyleyen iki çocuk annesi Dilsizoğlu, "Özellikle kadın müşterilerden çok olumlu tepkiler aldım. Kadın müşteriler eskiden bu kadar rahat gelip gitmiyorlardı. Fakat şimdi ailesinin yanına geliyormuş gibi geliyorlar. Oturuyorlar, ölçüsünü alıyorum ve onlar burada oturup kahvelerini içerken ben içeride ayakkabılarının tamiratını yapıyorum" diye konuştu.
Hem evi işlerini hemde dükkandaki işleri aksatmadan idare ettiğini anlatan Dilsizoğlu, “Çocuklarımıza kayınvalidem bakıyor. Çocukların dersleri öğlenden sonra başlıyor, onları okula bırakıp ben dükkana geliyorum. Kayınpederim onları alıp eve götürüyor. Ben hafta içi eve erken giderim ve çocukların derslerine yardım ederim. Hafta sonları da tüm gün buradayım. Hiçbir şekilde hiçbir görevimi aksatmamaya çalışıyorum. Çocuklar ilk başta 'Anne sen nasıl yapacaksın? Gitme.' diye ısrar ediyorlardı. Ancak, şimdi alıştılar ve 'Anne hafta sonu işe gidecek misin? Eve erken gelmeyeceksin değil mi? Geç kalma.' diyorlar. Erkek müşterilerle genellikle eşim ilgileniyor. Kadın müşterilerle ben ilgileniyorum. Özellikle eşleriyle gelen kadınlar konç kalıbı açtırırken, çizmelerin boğazını açtırırken çekiniyorlardı. Ancak ölçüyü benim alacağımı öğrenince rahatlıyorlar 'iyi ki varsınız' diyorlar” şeklinde konuştu.