Özel bir otelde gerçekleşen basın toplantısında MHP Lideri Bahçeli, 7 Haziran Genel seçimlerden, AK Parti iktidarının iç ve dış politikasına, Fransa’da yaşanan terör olayından MHP’nin hedeflerine kadar bir çok konuyu ele aldı.
Milliyetçi Hareket Partisi Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri ile Milletvekilleri Ortak Toplantısında 7 Haziran’da yapılacak 25. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimi’nin hazırlık çalışmalarının ele alındığını ve devam eden il ve ilçe kongrelerinin değerlendirildiğini ifade eden MHP Lideri Bahçeli, Türkiye ve dünyanın 2015 yılına belirsizlikler altında, tehlikeler eşliğinde girdiğini söyledi.
“AKP-HDP-PKK VE ŞER ODAKLARI KAYBEDECEK”
Bahçeli, 2015’in seçim yılı olduğunu, milli iradenin bir kez daha tercih ve seçimini yapacağını vurgulayarak, şöyle konuştu: “Türkiye’miz 7 Haziran’da tarihin en kritik seçimine sahne olacaktır. Türk milleti çok sayıda partiden birisini seçmekle kalmayacak, aynı zamanda geleceğini oylayacak, doğruyla yanlış arasında bir seçim yapacaktır. Ya AKP kızağa alınacak ya da Türkiye kırılacaktır. Ya AKP bitecek ya da Türkiye batacaktır. Ya AKP-HDP-PKK ve şer odakları kaybedecek ya da vatan, bayrak, namus ve şeref kahrolacaktır. Artık çıkar ve orta yol kalmamıştır. 13 yıla giren AKP yağması, AKP saldırısı, AKP kumpası, AKP karanlığı son bulmazsa, Türkiye hazin bir sona demirleyecektir. 7 Haziran Milletvekilliği Genel Seçimi, kavgayla kardeşlik arasında bir seçim olacaktır. Karışıklığa ümit bağlayanlarla tarihi ve kültürel kader ortaklığını hedefleyenler 7 Haziran’da sandıkta karşılaşacaklardır.”
“MHP SON MEVZİDİR”
Ülke üzerinde dolaşan musibet ve kabus bulutlarının dağıtılması için Milliyetçi Hareket Partisi’nin mücadele ve müdahalesinin gerektiğini belirten Bahçeli, “Tahakküm zincirlerinin kırılması için MHP son ümittir. Taviz devrinin, teslimiyet defterinin kapanması için MHP son çaredir. Tahrik ve taciz lobisinin bozgunu için MHP son mevzidir. Kutuplaşma ve kuralsızlık ateşinin söndürülmesi için MHP son kuvvettir. Yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların kazınması için MHP son kudrettir. MHP; Türkiye için son şans, son kale; Türk milleti için en emin sığınaktır. Çok şükür, sorumluluğumuzun idrakindeyiz. Taşıdığımız milli ve tarihi görevin bilincindeyiz. 46 yıllık birikim ve tecrübeyi iktidarla taçlandırmak, büyük Türk milletine hizmetle tahkim ve takviye etmek istiyoruz” diye konuştu.
MHP Lideri Bahçeli, Sevr’i diriltmeye çalışanlara engel olacak iradelerinin olduğunu söyledi.
‘MHP varsa istikbal vardır, istiklal emniyettedir’ diyen Bahçeli, MHP ile Türkiye’nin darboğazdan çıkacağını, milletin darlıktan kurtulacağını söyledi.
“’ÇALIYORLAR, AMA ÇALIŞIYORLAR’ SÖZÜ BİR HIRSIZLIK UYDURMASI”
Bahçeli, “Çalıyorlar, ama çalışıyorlar” sözünün bir hırsızlık uydurması olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti: “Bu uydurmanın ne İslam’da, ne ecdadımızın yaşayışında, ne de insanlığın evrensel kazanımlarında yeri yoktur. Çalışmanın muadili çalmak, çalışmanın semeresi soymak ise hiçbir şeyi konuşmanın manası olmayacaktır. Hem çalışan, hem çalan; hem gören, hem götüren; hem koruyan, hem de ihanet eden bir arada kalamayacaktır.
izim için ilke ve inançlar, zamana ve şartlara göre değişebilen, esnetilebilen kavramlar değildir. Milli, dini ve ahlaki mesajlar keyfi olarak çarpıtılamayacak, kimin işine nasıl geldiyse öyle kullanılamayacaktır. Hırsız tarihin her devrinde hırsızdır. İster kral, ister sultan, ister memur, isterse de bir başka görev ve meslek grubu içinde olsun, hırsızlığa soyunan, rüşvet alıp veren hiçbir zaman muteber ve meşru bir insan olarak görülmemiştir.”
“46 YILLIK ŞEREFLİ DESTAN İKTİDARA GELECEK”
Milliyetçi Hareket Partisi’nin, devlet hazinesini havuzculara peşkeş çeken rüşvet ve yolsuzluk yuvalarının hüsrana uğramasına and içtiğini vurgulayan Bahçeli, “Milliyetçi Hareket Partisi; dik baş, tok karın, mutlu yarın için herkesi milli uzlaşmaya, milli iktidara davet etmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi milletten alınan vergileri saraylara değil, benzi sararmış kardeşlerimize vermeye yeminlidir. Haramın değil, helalin kazanmasına, helalin toparlanmasına yemin etmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi, devlet hazinesini havuzculara peşkeş çeken rüşvet ve yolsuzluk yuvalarının hüsrana uğramasına and içmiştir.
Tıpkı dün olduğu gibi, önümüze tuzaklar döşeyecekler, ama fayda etmeyecektir.
Dedikodu yapacaklar, ama beyhude kalacaktır. Tertip ve tezviratlarla akılları çelmeye, içimizi karıştırmaya kalkışacaklar, ama nefesleri yetmeyecektir. Mücadelemizin önüne engeller çıkaracaklar, ama dün olduğu gibi yine hezimetle tanışacaklardır. 46 yıllık şerefli bir destanı, ölüm ve mahkumiyetler içinden doğrulmuş ulvi davamızı iktidara taşımak, iktidarla buluşturmak; bilinsin ki, hepimizin, bir hilal uğruna can vermiş şehitlerimize bir vefa ve vazife borcudur” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE AKP’YE MUHTAÇ DEĞİLDİR”
MHP Lideri Bahçeli, Türkiye’nin AKP’ye muhtaç ve mecbur olmadığını söyledi.
Konuşmasında, ‘İçimiz yara dışımız yara; önümüz bunalım arkamız buhrandır’ ifadelerini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletimiz sanal gündemlerle oyalanmakta, tavşana kaç tazıya tut kurnazlığıyla meşgul edilmektedir. Bölgemiz kan gölü, çevremiz ölüm çukurudur. Küresel emperyalizm, Ortadoğu’yu sürekli çatışma ve savaş sarmalında tutarak dizayn etmenin peşindedir. Sınırlarla, haritalarla, rejim ve köhne yönetimlerle köşe kapmaca oynanmaktadır. Komşu coğrafyalarda bir tarafta hayatını kaybedenler, diğer tarafta ise insanlığını kaybedenler vardır. Osmanlı sonrası düzen, eski hakimiyet havzamıza barış ve istikrar getirmemiştir. Demokrasi saf dışıdır, vicdan saha dışıdır, özgürlük ve demokratik haklar ezilmekte, İslam’ın buyrukları günah ehlileri ve zalimlerce öğütülmektedir.
Etrafımızda entrika kol gezmektedir. Katliam çadır kurmuş, cinayet makineleri kontrolü ele geçirmiştir. Arap baharıyla demokrasi gelecek diyorlardı, vahşilik gelmiştir.
Barış ve sükûnet gelecek diyorlardı, şiddet tavan yapmıştır. İstikrar ve değişim diyorlardı, tüm yollar IŞİD terör örgütüne, radikal selefi acımasızlığa çıkmıştır. Ortadoğu herkesin herkesi katlettiği zulüm coğrafyasına dönmüştür. AKP Hükümeti’nin dış politikası çoktan iskelete dönmüştür.”
“FRANSIZLARA BAŞSAĞLIĞI DİLİYORUZ”
Bahçeli, Paris’te meşhur bir mizah dergisine düzenlenen silahlı baskının 12 kişinin ölümüne, onlarca kişinin yaralanmasına yol açtığını hatırlatarak, “Bilahare teröristler değişik mahallerde saldırılarını sürdürmüşler, iki ayrı rehine vakasıyla yine kan dökmüşler ve Fransa’yı sallamışlardır. Şüphesiz ki, ne adına olursa olsun, Fransa’daki saldırı ve şiddet sahnelerini kınıyor, Fransızlara başsağlığı diliyoruz. İslam barış ve kardeşlik dinidir.
İslam adına işlenen hiçbir cinayetin, hele hele savunmasız ve sivil insanlara kast eden caniliğin hoş görülmesi düşünülemeyecektir. İslam alimleri, İslam ülkeleri selefi azgınlığa ve vahşiliğe karşı tavır almalı, Müslümanların ismini kötüleyen ve karalayan teröristleri lanetlemelidir. Ancak Fransa’daki suikast zinciri ne kadar lanetlenmeyi hak ediyorsa, Türk ve İslam alemini içine alan ve hergün yaşanan katliam girdabı bir o kadar lanetlenmeyi ve öfkeyi hak etmektedir. Şayet küresel barış ve düzenin temin edilmesi bağlamında bir endişe taşınıyorsa, evvela herkes ve her ülke sorumluluğunu, nerede durduğunu gözden geçirmelidir” dedi.
“TERÖRÜ AVRUPA EL ÜSTÜNDE TUTTU”
Türk milletinin canına kast eden etnik temelli terörün yıllarca Avrupa’da el üstünde tutulduğunu söyleyen Bahçeli, konuşmasını şöyle tamamladı: “PKK Cudi’de kan dökmüş, maalesef Paris’te ağırlanmıştır. Diyarbakır’da kan kusmuş, Yüksekova’da nefret saçmış; ama gelin görün ki Avrupa’da gerilla, özgürlük savaşçıları ismiyle taltif edilmiş, hürmetle karşılanmıştır. Türk milletinin yaşadığı sorunlara yıllarca duyarsız kalınmıştır.
Hatta eli silahlı çetenin mali imkânları güçlendirilmiş, insan ve lojistik ihtiyaçları değişik Avrupa ülkelerinden temin edilmiştir. Bunlar, küresel planda terörizmle ve teröristlerle mücadeleyi zorlaştıran ve hatta imkânsızlaştıran açmazlardır. Kerkük’te patlayan bombaların, Kaşgar’da alınan canların, İslam alemini gözyaşına boğan ağır ve kahredici kayıpların karşısında suskun kalanların ve sıra Fransa’ya gelince ayağa kalkanların bir vicdan muhasebesi yapması bizlerin en samimi dileğidir. Dünya beşten büyük diyenlerle, yabancı dost ve müttefikleri bilmelidir ki; vicdan, adalet ve insanlık dünyadan da büyüktür. Sözlerimi bitirirken, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.”