Hastalığının son günlerinde Atatürk’ün canı karaciğer dostu olan enginar istemişti. 29 Ekim tarihinden 7 Kasım’a kadar geçen sürede yarı uyur yarı uyanık halde kalan Atatürk, bu süre içerisinde genellikle kendinde değildi. Hastalığı iyice ilerlemiş ve karnını doyurmak için pirinç, süt ve meyve suyu gibi hafif şeylerle yetiniyordu.
Günler 7 Kasım tarihini gösterdiğinde canı zeytinyağlı enginar yemek istedi. Ancak İstanbul’da enginar bulunmuyordu. Hasan Rıza Soyak, mevsimi olmadığı için Hatay’dan enginar siparişi verdi. Enginarlar İstanbul’a ulaştığında Atatürk, ikinci ağır komasına girmişti. Son anlarında istediği o yemek, ona kısmet olmadı. Kılıç Ali’nin anılarında yer alan bu olay, Atatürk’ün son günlerinde Hasan Rıza Soyak ile yaptığı bir konuşmayı da içeriyor.
Atatürk, neden enginar yediremediklerini sorduğunda, Hatay’dan sipariş edildiğini öğrenince memnun oldu. Ancak bu sipariş, onun hayatının sonuna yaklaşmasıyla birlikte, hayatta kalma mücadelesinin sembolü olarak kaldı.