AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi ve Sivil Dayanışma Platformu başkanı Ayhan Oğan, Kayseri Deniz Postası'na önemli açıklamalar da bulundu. İşte o açıklamaları noktasına dokunmadan yayınlıyoruz:
FETÖ’YÜ KAYSERİ’DE ANLATMAKTA GÜÇLÜK ÇEKTİK
Gerek Sayın Cumhurbaşkanımız gerekse birçok kesimden insanlar bu Fetullahçı Terör Örgütü Yapılanmasının Türkiye için en büyük tehditlerden birisi olduğunu iç ve dış tehditlerden birisi olduğunu özellikle altını çizerek defalarca söyledi. Bu uluslar arası emperyalist güçlerin yani üst aklın Türkiye’de devleti çökertip milleti parçalayıp emperyalist ülkelere teslim etmesi için kullandığı bir casus şebekedir. Ve doğrudan organik ilişkilerle bu güçlerle beraber çalışıyor. Maalesef bunu özellikle Kayseri’de anlatmakta güçlük çektik.
KAYSERİ’DE EL ALTINDAN DESTEK VE KAYIRMA, YAPILDIĞI, FAALİYETLERİ GİZLEME YOLUYLA BU ÖRGÜTE DESTEK ÇIKILDIĞINI MAALESEF ÜZÜNTÜYLE TAKİP ETTİK.
aday adayı olduğum süreçte karşılaştığım atmosfer şu şekilde idi. FETÖ’yü anlatması gereken Kayseri’deki yetkililerin bunu halka doğru bir şekilde anlatmadığı bu yapılanmayı ‘kardeşler arasında bir iktidar çatışması var. Bu bir fitnedir. İslam tarihinde de bunun örnekleri vardır. Biz aman bu işe girmeyelim.’ sonrasında farklı girişimler olduğunda, ‘kim paralelse Allah belasını versin. Ben değilim.’ Dediklerine şahit oldum.
VATANDAŞ HAKLI OLARAK BU İŞE BULAŞAN HERKESİN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYOR.
Hatırlarsanız biz o zamanda söyledik. Özellikle Kayserimizin tepesine çöken bu vesayetçi belirli bir zümrenin hâkimiyetini, bir gurubun, bir cemaatin hâkimiyetini esas almış. Kayseri’nin imkân ve kabiliyetleri, ni tamamen kendi çıkarları kendi örgütsel hedeflerine fayda sağlamak adına kullanan halkın olması gereken imkânları kendi küçük guruplarına ve elit yapılarına yönlendiren bir manzarayla karşı karşıya kaldık. Hamd olsun her şerde bir hayır vardır. Bu 15 Temmuz girişimi ile beraber cenabı hakkın lütfü bu millete bir kez daha bu şerden hayır çıkarmasını nasip etti. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın cesur tutumları, bu melun örgütün girişimini bir reform sürecine bir yeniden yapılanma sürecine yeniden inşa sürecine Türkiye’nin hızlı bir şekilde girmesine vesile oldu. Burada çok hızlı şekilde kararlar alındı. Olağan üstü hal ilan edildi. Olağan üstü hal belki de ilk defa devletin halkı sınırlamak değil devletin kendi içerisine sızmış bu vatan hainlerini sınırlamak ve temizlemek amacıyla millete değil devlete karşı uygulanacak bir olağanüstü hal anlayışıyla hareket edildi. Hızlı bir şekilde tespit edilen bu yapının mensupları, gerek devlet içerisinde gerek güvenlik güçleri içerisine sızmış, gerekse yargı içerisine, gerekse sivil gurubun içerisine sızmış olan kesimleri gerekse de bunları finanse eden iş çevreleri iş adamları sanayiciler, bunların gurupları, ticaret odaları, sanayi odaları ve bunlara medya kanallarından imtiyaz sağlayan, bunların faaliyetlerini maniple eden bunların çıkarlarını gözeten yayın yapan medya guruplar, yayın organları ve gazeteciler, için tabii vatandaş haklı olarak böyle bir hadiseden sonra bu işe bulaşan herkesin cezalandırılmasını talep ediyor.
BU YAPI İLE ALAKALI KENDİLERİNE İLETİLEN KİŞİLER HAKKINDA GEREKLİ MUAMELEYİ YAPMAZLARSA DEVLETİN DAHA ÜST KURUMLARI KENDİLERİNE TASVİYE OPERASYONU YAPACAKTIR.
Bu çerçevede atılan adımlar çok istediğimiz kadar olmasa da çok iyi emin adımlarla özellikle kurunun yanında yaşta yanmaması için büyük bir hassasiyetle büyük bir titizlikle devletin yetkili kurumları çalışıyor. Ve bu temizlemeyi yapacak. Bundan kaçış yok yani kimse şunu düşünmesin, ‘ya bu sular yarın durulurda ben burada işte biraz daha kendimi gizleyeyim bu işlerin üzeri örtülür. Belki biz bu aradan çıkar kurtuluruz gibi düşünmesin. Bu 3 ay sonrada olsa bir sene sonrada olsa bunlar devlet için uzun zamanlar değil. Sorun devletin bekası milletin bekası sorunudur. Bu meselede kims suça bulaşmışsa gizlenip de saklanamayacak. Kurum müdürlerine kurum yetkililerine, kurum başkanlığına, kurum yöneticilerine bu devlet kurumu da olur, üniversite de olur, demokratik kitle örgütleri olur, belediye, stk da olur, ticaret odası, sanayi odası olur fark etmez. nerede olursa olsun bunun üzeri asla örtülmeyecek bunu bilmeleri lazım. Eğer kendilerine iletilen bu yapı ile alakalı kişiler hakkında gerekli muameleyi yapmazlarsa devletin daha üst kurumları kendileri de dâhil tasviye operasyonu yapacaktır. Kimse biraz zaman geçerse ben buradan kurtulurum gibi bir düşünceye girmesin. Vatandaşlarımız da rahat olsun bu süreçler intikam hissiyle yürütülecek süreçler değil adalet duygusuyla yürütülecek işlerdir. Adalette esas olan merhamet edip bağışlamak değil suça karışanı cezalandırmak adaletin esasıdır. Suçluyu suçsuzdan ayırıp suça bulaşanı cezalandırmak. Bu açıdan bu işe karışanlar eninde sonunda hesabını ödeyecekler.
15 TEMMUZ HADİSESİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, 100 YILLIK HEDEFLERİNİ HIZLANDIRILMASINA VESİLE OLMUŞTUR.
Oda onun sorunudur bizim sorunumuz değil. Genel itibariyle ben Kayseri ile ilgili sınırlı da konuşmadım. Türkiye’de yeniden bir yapılanma süreci başladı bu yapı özellikle Kayseri gibi faaliyetlerini derinleştirmiş ve çok etkinleştirmiş olan bu tür yapılar hepsi sadece FETÖ değil KCK yapılanması da dahil devlete şerit koşarcasına paralel bir yapılanma içerisine giren, devlet kurumlarının gücünü kullanarak, kendi örgütsel çıkarlarına fayda sağlayan, bütün yapılar Türkiye’den temizlenecek. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, 100 yıllık hedeflerini önüne koyarak kendisini yeniden inşa edecek. Bu çok açık bir süreçtir. 15 Temmuz hadisesi bu süreci hızlandırılmasına vesile olacak bir hayra da sebep olmuştur. Bundan ne Kayseri geri kalabilir ne Konya ne Manisa, şehirler bazında konuşmuyorum. Eğer bunu yapamazsak zaten bu girişimin temel amacını başında söyledim. Bu Türkiye’de devleti çökertip doğu ve güneydoğuyu bölerek, Türkiye’yi işgal yani sevr projesinin yeniden Türkiye’nin önünde koydular ve dayatıyorlar. Şuanda verdiğimiz mücadele bu ülkenin bölünmez bütünlüğü mücadelesidir, beka mücadelesidir, bu milletin birlik beraberlik mücadelesidir. Burada görünen bunların hepsi maşadır. PKK terör örgütü de aynı merkezlerden yönlendirilip Türkiye’ye saldırtılan, FETÖ’de aynı merkezlerden yönlendirilip Türkiye’ye saldırılan, DAEŞ terör örgütte aynı merkezlerden yönlendirme ile Türkiye’ye saldırtılan bir örgüttür.
---------------------------------------------------------
Bugün devlet yetkilileri içerisinde bu 15-16 Temmuz girişiminin bütün boyutlarıyla Türkiye nasıl işgal edilecek Türkiye nasıl parçalanacak Türkiye nasıl kaos süreci yaşayacak bütün boyutlarıyla vakıf olması gerekenler bu plana vakıf olmuştur. Vatandaşlarımız rahat olsunlar bu milletin 27 gün meydanlarda yazdığı bu destan bütün bu süreci yöneten emperyalist güçlerinde korkulu rüyası olmuştur. Bu millete rağmen bu tür işler yapamayacaklar. Bu ülkeyi bölemeyeceklerini gördüler. Bunun içerisinde bu işe bulaşan herkes de hesabını verecek. Yoksa biz 240 şehidimizin vebalini bu meydanlarda günlerce nöbet tutan vatandaşlara bunu anlatamayız. Kim neyi üzerine alıyorsa alsın eğer üzerine düşeni yapmazsa onlarda bunun bedelini öderler.
Devletin içerisinden devletin imkanlarını kullanarak yeniden bir kalkışma değil mama farklı şekilde. Bunların hepsi bir maşa dedim ya esas itibariyle bu işin sahipleri uluslar arası merkezler farklı şekilde Türkiye’ye bir harita dayatıyorlar. Bu işin temeli budur bunu vatandaşlarımıza açık söyleyelim. Bu bir proje olarak Türkiye’ye dayatılıyor ve Türkiye’nin diz çekmesi, Tayyip Erdoğan.2ın diz çökmesi ve bu dayatılana razı olması hedefleniyor. Farklı şekillerde yani bu finansal spekülasyon yapabilirler Türkiye’nin ekonomik çıkarlarını baltalayabilirler zaten bunu uzunca zamandır yapmaya çalışıyorlar. Bu büyük boyutlara ulaşabilir. Terör örgütleri üzerinden şehirlerde canlı bombalar, bombalı araçlar, terör saldırıları, bunlkar üzerinden Türkiye’ye yara vermek ve diz çöktürmek isteyenler olacaktır. Burada etnik mezhebi, dini farklılıklar üzerinden bir provokasyon yaparak iç çatışma zeminleri, toplumda ki fay hatlarının kırılması için adımlar atılabilir fakat, bizim devletimizde milletimizde bu tür saldırılara şerbetlidir biz bin yıldır bu coğrafya da bu saldırılara maruz kalarak var oldu. Ve hep savaşarak buaralara geldi. Savaş bizi diri tutar. Savaşta biz demiyoruz ki kan dökelim can alalım ama bu ülke her zaman için bu millet bin yıldır bu coğrafyada direnerek, savaşarak mücadele ederek varoldu.
En önemili olumlu yönlerinden birisi de milletin tekrar kim olduğunu hangi coğrafyanın bekçisi olduğunu misyonunun ne olduğunu ve nasıl birlik beraberlik içerisinde bu saldırılara göğüs gerebileceğini yaşayarak görmesi oldu.
Ben buaradan çok fazla bir şey tutturamayacaklarını ama tabi bir takım zararlar bedeller ödeyeceğiz ama artık eski Türkiye yok. Bedel ödediği kadar bedel ödetmesini bilen bir Türkiye var.
Bu yapı zaten askeriyeye sızacak polise sızacak, yargıya sızacak bürokrasiye, medyaya, iş dünyasına sızacak ama siyasi partilere sızmadı demek saflık olur. Sadece Ak Parti açısından değil bütün siyasi partilerimiz bu yapının tehditiyle karşı karşıyadır. Yani CHP’de, MHP’de zaten HDP bu Türkiye’nin bölünme ve işgal sürecinde 15 Temmuz darbe kalkışmasının bir parçasıdır. Bu projenin bir parçasıdır. Burada partilerin kendisini temizlemesi siyasi partiler bir yönüyle sivil kuruluşlardır. En büyük halkın örgütlenme imkanı bulduğu örgütlü kuruluşlardır. Bu çerçevede siyasi partilerin hepsinin kendi içerisinde, kendi gelenekleri ile tasfiye temizlik yöntemi geliştireceğini düşünüyorum. Tabi Ak Parti’de de b unlar konuşuluyor. Vatandaşalrımız istiyor ki Bir anda her şey olsun bitsin. Bu süreçler kolay süreçler değildir. Bu süreçlerde en fazla şuanda ihtiyacımız olan milletin birliğini bütünlüğünü sağlayabilmek. Partilerinde birliğini bütünlüğünü sağlayabilmek. Yani ne söylersek söyleyelim bugün sivil siyaset Türkiye’de milli iradeye yansımış ve 15 Temmuz olayını bozanda sivil siyasetin güçlü olmasıdır. Sivil siyasete zarar verecek zaafa uğratacak bir adım tamamak gerekir. Bu tasfiye mutlaka yapılmalı ama partiler kendi yaklaşımları çerçevesinde kendi iç yapısını herkesten daha iyi bilir. Pari yönetimleri bunlarınkararlarını alıp bu süreci işletecektir. Ben Ak Parti ‘de de böyle bir sürecin başlayacağını düşünüyorum. Bugünden yarına değil biraz daha sabırlı olarak özellikle ben vatandaşlarımıza kızgınlık ve öfkeyle çünkü yapılan girişimi bu millet hak etmedi. Yapılan girişim çok haince ve alçakçaydı. Yani bizim içimizden görünüpte bizim paramızla aldığımız silahları emanet ettiğimiz devletin imkanlarını emanet ettiğimiz insanların bizi sırtımızdan bıçakladığı bir süreci yaşadığımız için bu travmayı atmatmak kolay değil. Vatandaşlarımızda bunun öfkesi var ama öfkeyle kalkan zararla oturur. Zaman içerisinde Ak Parti’de dahil bütün siyasi partiler kendisini temizleyecektir. Bu açıdan biraz sabırlı olmak gerekir.