Konuşmasında; “Diplomatik anlamda oldukça yoğun ve dış ilişkilerimiz itibarıyla yine bir o kadar ilave ve yeni gündemlerle geçen bir yılı geride bırakıyoruz. 2021 yılı, genel hatları itibarıyla ülkemizin potansiyelinin bölgesel ve küresel seviyede eriştiği yüksek konumun görülmesi münasebetiyle önemli olayların yaşandığı bir dönem olarak tarihteki yerini almak üzeredir” dedi.
FETÖ'cü teröristler eliyle içte ve dışta sürdürülen menfur gayretler karşısında verilecek diplomatik mücadelelerde medyanın çok önemli olduğunu belirten Özdemir; “Bu kapsamda, ülkemizin yürüttüğü kamu diplomasisini destekleyecek bir medya diplomasisine ihtiyaç olduğu açıktır. Beklentimiz, bu sahadaki çalışmaların vakit kaybetmeksizin arzu edilen seviyeye erişmesidir. Neredeyse her gün ülkemizi basın üzerinden hedef alan söylem ve propagandalara karşılık netice alabilen bir medya diplomasisi yürütülmesi giderek zaruri bir hâl almaktadır. Bu hakikati ifade ettikten sonra dış politikamızı ilgilendiren gelişmelerin sistematik ve bölgesel seyrine odaklanmakta fayda vardır" diye konuştu.Irak’ta terör unsurlarının temizlenmesinin başta Türkmen bölgeleri olmak üzere, geri kalmış alanların gelişimine ve canlanmasına katkı sunulabilecek olduğunu ifade eden Özdemir; “Yıllardan bu yana Amerika Birleşik Devletleri'nin PKK/PYD terör örgütüne yönelik on binlerce araçlık silah yardımı yapması bir tarafa, coğrafi olarak Irak ve Suriye'nin kuzeyinde doğu-batı aksında hareket alanı bulmaya amaçlayanlara karşı kuzey-güney düzleminde bir hat kurarak her çevrenin istifade edebileceği yeni bir ticaret güzergâhı oluşturmak Ortadoğu siyasetimizin belki de en hassas dinamiklerinden birisi olarak görülmelidir" dedi.
Azerbaycan'ın elde ettiği Karabağ zaferinin ardından Kafkasya'daki Türk mevcudiyet ve potansiyelinin Türk devletlerinin müşterek bir geleceğe ilerlemesi konusunda yeni fırsatlar doğurduğunu ifade eden Özdemir, “Oluşan böylesi bir pozitif durumun Türk dünyası ülkelerinde hemen karşılık bulması ve var olan anlaşmazlıkların aşılmasıyla ilgili netice alınan sonuçlara erişilmesi ise doğan fırsatın yerinde ve zamanında değerlendirildiğini göstermektedir" ifadelerini kullandı.Özdemir, Türkiye Cumhuriyeti'nin kimsenin tasarrufu ve lütfuyla kurulmadığını ifade ederek, “İlelebet payidar kılmaya yemin ettiğimiz devletimizin gelecek ve iradesini de ancak milletimizin hissiyat, beklenti, güvenlik ve çıkarları ölçüsünde şekillendiririz. Bunları yaparken dünyayı Türkçe okuruz, başkentimiz Ankara merkezli yorumlarız ve Türklüğün çift başlı Selçuklu kartalında anlamını barındıran duruşuyla politikalarımıza yön veririz. Aksi bir durumun, son derece kırılgan hâle gelen küresel düzlemde ülkemiz için akıllara bile gelmeyecek felaketler doğurabileceği gerçeğini her daim gözetmek durumundayız" şeklinde konuştu.
Milliyetçi Hareket Partisinin konumlandığı yerin Türkiye'nin yanı ve safının belli olduğunu ifade Özdemir; “Milletimizin iradesiyle beraber Cumhurbaşkanlığı hükumet etme sistemi de bize göre, koşulların her geçen gün daha da ağırlaştığı bölgesel ve küresel şartlarda ülkemizin elini güçlü kılan en önemli dayanak noktalarımızdandır" dedi.Özdemir ayrıca güncel küresel koşulların ağırlaşmaya başladığına işaret ederek, “Enerjide arz ve fiyat krizinin yaşandığı, gıda üretiminde ve tedarikinde sorunlar yaşandığı, ticari faaliyetlerde olumsuzlukların yoğunlaştığı bir dönemde iklim krizi sebebiyle yaşanabilecek ve yaşanan kuraklığın, bir başka ifadeyle su kıtlığının insanlığı daha karanlık şartlara sürükleyebileceği açıktır" değerlendirmesinde bulundu.
TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Özdemir, bütçeye Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek verdiklerini vurgulayarak, “Uluslararası alanda ülkemizin hak ve menfaatlerinin savunulması, itibarımızın mevcudiyetiyle birlikte daha da ileri bir noktaya taşınması, ayrıca diplomatik sahadaki varlığımızın geliştirilmesi anlamlarında önemli sorumluluklar üstlenmiş bulunan Dışişleri Bakanlığımızın saygıdeğer tüm mensuplarına üstün gayretleri için teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz" ifadelerini kullandı.