,Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’yi istifaya davet etti.TBMM  bahçesinde Kanal B televizyonunda Burcu Oral Evren’in sunduğu ‘haber saati’ programının konuğu olan Kulkuloğlu, son günlerde yaşanan  Sucuk dağıtımı ve yolsuzluk iddiaları konusunda açılan davalara açıklık getirdi.

 

CHP Milletvekili Kulkuloğlu’nun TV programında yaptığı konuşma aynen şöyle:

‘O tarihte sayın genel başkanımızın bir iddiası vardı. Demişti ki, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde bir şeyler olmuş. Çünkü orada çalışan bir görevli ben de içindeyim bu işlerin ve burada bana da para verilmek üzere kısmi paralar verilmek üzere, benzinliklerden, otogaz istasyonlarından ruhsat karşılığı usulsüz paralar toplandı ve usulsüz ruhsatlar verildi. Bu nedenle alınan paraları da şuraya buraya, muhtelif belediye yetkilierine dağıtıldı. Olay, yer, saat, alınan paranın miktarı, hatta alınan paranın ne şekilde alındığı, arsa mı, daire mi diye yaklaşık 26 sayfalık bir ifade emniyet müdürlüğüne verildi. Fakat bu ifadenin yer aldığı dosya bir şekilde karartılmış. Sayın genel başkanımız bu dosyanın bu şekilde karartılmaması gerektiğini, sayın başbakanın bu iddiaları ciddiye alarak Kayseri’ye derhal iki müfettiş göndermesi gerektiğini, burada görüldüğü kadarıyla, adliye, vilayet ve belediye arasında kaybolmuş olan bu yolsuzluk iddialarının dosyasının açıklığa kavuşturulmasını talep etmişti. Burada sayın başbakan bir koruma refleksiyle olayları reddetmiş ve olayda bugüne kadar gelen sürede tek müfettiş dahi yolsuzluk yapıldığı iddia edilen yerlere göndermedi. Bunun üzerine ne oldu? Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi çalışanları, o bütçe konuşmasında, sayın genel Başbakınımızın konuşmasına dayanarak onlarca tazminat davası açtılar. Tabi tazminat davalarının sayısı, Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine 39, CHP tüzel kişiliği aleyhine 1, sayın Atilla Kart aleyhine 4 ve benim aleyhime de 6 dava açıldı. Bu süreçte sayın Kılıçdaroğlu aleyhine açılan davalarda yargı süreci devam ediyor. Birinci kademe mahkemede bitenler var ancak, daha henüz ikinci kademe dediğimiz, yani üst yargıda, Yargıtayda bu davalar sonuçlanmadı. Biz bu davaların bir çoğunu kazandığımız, bu davalar reddedildiği halde, biz yargının bağımsızlığına duyduğumuz saygıdan dolayı kesinlikle medyayla bu konuyu paylaşmadık. Çünkü bizim için aslolan Yargıtay süreci sonrası oluşacak karardır. 

Davaların bizim aleyhimize sonuçlandığına dair yapılan açıklamalar kesinlikle doğru değil. Çünkü kaybedilmiş ve kazanılmış bir davadan henüz yok demek lazım. Her ne kadar birinci derece mahkemelerde CHP genel başkanı ve bizim aleyhimize bir kaç tane, büyükşehir belediye başkanı lehine sonuçlanan tazminat davası olsa dahi, Yargıtay aşaması sonuçlanmadığı için bu davalarda kararlar kesinleşmemiş olması nedeniyle bir yargı sonucundan net olarak bahsedilemez. Dolayısıyla sayın Başbakan orada Büyükşehir Belediye Başkanının iki yıl sonra bütçe görüşmelerinde her alanda yaptıkları gibi bir rövanşist bir yaklaşım sergiledi. Gündem oluşturmak adına sucuk dağıtarak Başbakanı da benim tahminime göre tuzağa düşürerek böyle bir açıklama yaptırdılar. Sayın başbakan durumun böyle olduğunu bilseydi muhtemelen böyle bir açıklama yapmazdı. 

Toparlayacak olursak, sayın Kılıçdaroğlu ve CHP genel merkezi aleyhine açılmış 40 davanın 30’u lehimize sonuçlanmıştır. Sucuk dağıtıldığı gün itirabiryle. Dün itibariyle üç dava daha lehimize sonuçlandı. Bununla beraber 33 dava lehimize sonuçlanmış oldu. Devam eden 4 dava var. Kaybedilmiş 3 dava var. Kaybedilen davalarda kısmen kabul, kısmen red var. Tazminat davaları yolsuzluğun esasıyla teşkil alakalı davalar değil. Yani burada yolsuzluk yapılmıştır veya yapılmamıştır denmiyor. Yani devam eden soruşturmalar var, siz bu adam hakkında şikayette bulunmuşsunuz, siz bununla ilgili kesin bir hüküm kuramazsınız anlamındadır. Üslupla ilgili konularda kaybedilmiş davalardır.

13 Aralık günü Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin bir dava var. Ve dördüncü duruşması 13 Aralık günü SilivridekiErgenekonla aynı gün olduğu için toplum dikkatinden biraz kaçtı. Aynı gün duruşması vardı. Ben dahil 6 CHP milletvekili Kayseri’deydik. Duruşmayı yerinde izledik. Burada Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde bu yolsuzlukları ifşa eden Hacı Ali Hamurcu, onun şube müdürü Süleyman Temeltaş ve Kayseri Büyükşehir Belediyesi İmar şube müdürü Hilal Aybak, Kayseri Büyükşehir Belediyesine bağlı, alt belediye İncesu Belediyesi’nin ve Metropol belediye başkanı Zekeriya Karayol, rüşvet almaya teşebbüs, zor kullanarak vatandaştan para alma ve haklı olmayan bir parayı alma ve dolandırıcılık gibi suçlardan, yani Hacı Ali Hamurcunun belirttiği ve Genel Başkanımızın hatırlattığı o iddialardan yargılanıyorlar. Beşinci duruşması 5 Mart 2013 gününe uzatıldı. Asıl iddialar orda devam ediyor. Sayın Başbakana yolsuzluk suçlalamalarına ilişkin dava henüz kapanmış değil. Buradaki dava genişleyebilir. Oraya sunulan bilgi ve belgelerle mahkemenin elde edeceği delillerle geriye doğru işletilebilir. Çünkü biliyorsunuz Ocak 2011 tarihinde 18 CHP milletvekili Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki bu dosyanın yeniden açılması ve karartılmadan incelenmesi için bir girişimde bulunmuştuk. Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Bunun üzerine de orada bu soruşturma yeniden açılmıştı. Bizim orada sunduğumuz, bir savcı gibi, emniyet mensuplarının yapması gerekeni bizler yaparak tapu kayıtları, banka hesap numaralarına kadar savcılığa bildirdiğimiz halde, savcılık 9-10 ay süren soruşturmada rüşvetin delili olabilecek banka hesaplarına, para hareketlerini hiç incelemeden, sadece ifadelerle yetinerek soruşturmada takipsizlik kararı vermiştir. Malesef AKP’nin her alanda olduğu gibi yolsuzluk yapan memurlarına karşı uyguladığı karartmayı burada da gördük. İçişleri bakanlığı soruşturma müsaadesi vermedi. Dolayısıyla esas Büyükşehir Belediyesine bağlı olan yolsuzluk iddialarının göbeğinde bulunan, Büyükşehir Belediye Başkanı adına hareket eden genel sekreter ve üç genel sekreter yardımcısı bu olayda içişleri bakanlığının koruma şemsiyesi altına saklandılar ve orada duruyorlar. 

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı’na ben buradan bir kez daha hatırlatmak istiyorum. O tarihlerde TV 8’de katıldığı bir canlı yayında, bu iddialardan biri dahi doğru çıksa, bırakın doğru çıkmayı şöyle yanından ucundan geçse, ben Kayseri’de şerefli bir adamım istifa ederim demişti. Ben buradan defaatle yaptığım çağrımı bir kez daha yineliyorum. Kayseri İkinci Ağır Ceza mahkemesinde 2012’ye 19 esas sayısıyla devam eden CHP milletvekillerinin yeniden açtırdığı Kayseri Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluk iddialarıyla ilgili bir dava devam ediyor. Orada yargılananlar Büyükşehir Belediyesinin görevlileri ve orada bu iddiaların doğruluğu, bırakın kenarından geçmeyi, tam göbeğinden, onikiden vurarak doğruluğu görünmektedir. Eğer gerçekten onurlu bir siyaset adamıysa sözünün gereğini yapmalı ve istifa etmeli diye düşünüyorum. Tazminat davalarının arkasına sığınmak doğru değil. Tazminat davaları yolsuzluğu göstermiyor. Yolsuzlukla ilgili konuşma yapan siyasetçinin üslubuyla alakalı davalar. Yolsuzlukla ilgili asıl dava Kayseri ikinci ağır ceza mahkemesinde sürüyor. Beşinci duruşması yapılıyor. Ve orada sayın genel başkanımızın o bütçe konuşmasında iddia ettiği 26 sayfalık usulsüz alınmış bir ifade var. Bu ifadeye ait Hacı Ali Hamurcu’nun yani ifşa edinin, emniyetteki ifade görüntüleri mahkemeye sunuldu. Ancak mahkeme yayın yasağı koyduğu için bunu tabii ki basında hiç kimse paylaşamıyor. Orada Hacı Ali Hamurcu’nun avukatının mahkemeye sunduğu çok ilginç bir delil var. Diyor ki, bana sunduğunuz bu görüntü kayıtlarıyla oynanmış. Onbeş yerinden kesintiye uğramış. İkibuçuk saatlik kayıt var. İki ayrı kamera var. Bu iki kameranın görüntülerinin yarışaryarışar bize verilmiş. Burada çok ciddi bir görüntü kaybı ve kirliliği var. Bu ifadenin tamamının bize verilmesini istiyorum diyor. Bu ifadelerin görüntülerinde bir tahrifat yapılıp yapılmadığının tesbitini istiyor. Bu konuda gelecek bilirkişi raporu bekleniyor. 

2013 Bütçe görüşmeleri sırasında bana verilen süre içerisinde savunma sanayi bütçesi üzerine çok açık ve net düşüncelerimi söyledim. Maalesef AKP ve sayın Başbakanın temsil ettiği iktidar, Türkiyede yandaşları tarafından yapılmış olan, her ne kadar yolsuzluk, yanlışlık, vatandaşın, garibanın hakkını gasp varsa, hiçbirini soruşturmuyor. Tamamının üstünü örtüyor ya da örtülmesi için yargıya müdahale ediyor. Sucuk dağıtılması olayı da yargıya müdahale kapsamında bir hareket. Bütçe görüşmeleri sırasında söylediği gibi AKP’nin elleri kirli”

Kayseri'den kısa kısa! 27 Kasım Çarşamba günü neler oldu? Kayseri'den kısa kısa! 27 Kasım Çarşamba günü neler oldu?