Kayseri’nin tarihi mekânlarından olan Sahabiye Medresesi öğrencilerin en uğrak mekânları arasında yer alıyordu. Geçmişten günümüze kadar ayakta kalan Medresede yıllarca kırtasiyecilere ev sahipliği yaparken içerisinin cafe işletmecisine kiralanması tepkiye neden oluyor. Medresenin hemen hemen her yerine tabureler ve masalar konulurken kitap almaya gelen öğrenciler rahatlıkla hareket edemediklerinden ve medresenin her tarafını masalarla dolduğunu belirterek rahatsızlıklarını söylediler.

Kayseri şehir merkezinde ve Sahabiye Mahallesi’ndedir; kuzey-güney yönünde inşa edilmiş dikdörtgen bir oturum alanı üzerine inşa edilmiş açık avlulu, dört eyvanlı ve tek katlı bir yapıdır.

Sahabiye Medresesi3

Anıtsal taçkapı, dıştan içe doğru kademeli olarak birbirini izleyen bordürlerle bezenmiştir. Taçkapının ortasındaki basık kemerli kapı açıklığı, yüksek sivri bir kemerin kuşattığı mukarnas kavsaralı niş içerisinde yer alır. Kapı kemerinin üst kısmında, nesihle kabartma olarak yazılmış bir yazı kuşağı, kapı nişini üç yönde dolaşır. Kuşatma kemeri, altta kapı nişini iki yanda sınırlandıran sütuncelerin iki katlı başlıkları üzerine oturur. Kemer köşeliklerinde, yüzeyleri haylice aşınmış iki kabara ve üst orta kısımda mermer bir kitâbe levhası bulunur. Mukarnaslı giriş bölümünü üç yönden, içbükey dar bir bordür sınırlandırır. Kapı nişinin yan yüzlerinde, mukarnas kavsaralı mihrabiyeler yer alır.

Avlunun kuzey cephesinin ortasındaki ana eyvan, sivri beşik tonozla örtülü geniş bir hacimdir; kuzey duvarının ortasındaki kapı sonradan açılmıştır. Eyvana doğu ve batı kanatlarından bitişik kare planlı iki odadan, batı kanattaki beton bir kubbe ile örtülü olup, kuzey duvarına sonradan kapı ve pencere gibi donatılar açılmıştır. Doğu kanattaki kare planlı oda ise tonozla örtülüdür. Yapıya ait eski fotoğraflarından, geçmişte ana eyvanın yanındaki her iki mekânın da kubbeli olduğu tesbit edilebilmektedir. Medrese bütünüyle kesme taşla inşa edilmiştir.

Sahabiye Medresesi5

Medresenin taçkapısı, özenli bir taş işçiliğiyle bezenmiştir. Dıştan içe doğru kademeli yüzeyler oluşturan bordürlerde, ağırlıklı olarak geometrik geçmelerden oluşan girift bezemeler yer alır. Ayrıca, kıvrım dallarla birbirine bağlanmış palmet ve rûmî motiflerinin işlendiği stilize edilmiş yoğun bitkisel bezemeler arasına sıkıştırılmış figüratif tasvirler dikkat çekicidir. Kuşatma kemerinin oturduğu sütuncelerin başlıklarında, cepheden işlenmiş arslan başlarının, eski bir geleneğin uzantıları olarak, yapıyı kötülüklere karşı koruduğu düşünülen tılsımlı tasvirler olması muhtemeldir.

1960’lı yıllarda esaslı bir onarım geçiren medresede, büyük ölçüde yıkılmış durumdaki beden duvarları, revak kemerleri ve taçkapı onarılarak tamamlanmış; ana eyvana batı kanadından bitişik odanın çökmüş kubbesi de betonla yenilenmiştir. Yapı, hâlihazırda çarşı olarak kullanılmaktadır.

Memduh Büyükkılıç İstedi, Bakan Osman Aşkın Bak “Kayseri kendi işini halleder dedi” Memduh Büyükkılıç İstedi, Bakan Osman Aşkın Bak “Kayseri kendi işini halleder dedi”

Taçkapısının mukarnaslı kavsarayı çevreleyen kuşatma kemeri üzerinde yer alan beyaz mermerden iki satırlık kitâbesine göre, medrese, Selçuklu Sultanı III. Gıyâseddîn Keyhüsrev Keyhüsrev zamanında Sâhib Ali bin Hüseyin tarafından 1267-68 yılında inşa ettirilmiştir. Kitâbede, medresenin bânîsi olarak zikredilen zâtın, ünlü Selçuklu Veziri Sâhib Atâ Fahreddîn Ali olduğu anlaşılmaktadır.

Kaynak: VOLKAN TÜRKMENOĞLU