29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 94. Yılına geldik. Bu bayramın tüm yurdumuzda coşku ile kutlanacağı aşikar. Bayramımız kutlu olsun…Sizi sevdiğim bir çocuğun 29 Ekim ile ilgili hikayesi ile baş başa bırakıyorum.
O gün her zamanınkinden erken kalktım fakat her zamanki duygular vardı içimde. Yeniden yatağa yöneldim, biraz daha uyumak istiyordum çünkü. Fakat bir an takvime gözümü çevirdim ve o gün 29 Ekim olduğunu fark ettim. Hemen yatağımı yaptım ve tekrar uyuma düşüncesinden ne kadar hızla sıyrıldığımı farkederek dolabıma yöneldim. En güzel takımlarımdan birini çıkarıp özenle ütüledim ve hemen geçiriverdim üstüme. Karşı komşum Ayşe Teyze'ye de kravatımı bağlattıktan sonra koşar adımlarla çıktım evden. Eski bir mahalle olan Çelikbaş mahallesine kadar dar sokaklardan geçe geçe yürüdüm. Daha sonra otobüse bindim ve 29 Ekim gösterilerinin yapılacağı alana doğru yol almaya başladım. İçimde buruk bir sevinç vardı. 29 Ekimleri çok severdim fakat gün geçtikçe kutlamaların kalitesi düşüyor ve kutlamalara olan ilgi de haliyle azalıyordu.
Bu durum beni korkutuyordu. Bu düşünceden sıyrılmak için kafamı otobüsün dışına elinde küçük plastik bir sopa ucunda Türk bayrağı tutan öğrenci gruplarına doğru çevirdim. Birazcık olsun neşelendirmişti bu görüntü beni. Otobüs de gösterilerin yapılacağı alana iyice yaklaşmıştı. Son duraktaydı alan ve son durağa gelince kalkmak için ayağa kalktım ve otobüsten dışarı attım kendimi. Alana doğru hızlı adımlarla yürürken marş sesleri, kalabalık sesi ve trampet sesleri birbirine karışmıştı. Bu ses beni her zaman mutlu etmişti ve o gün de gün boyu mutlu kalmama yetti.