MTTB Kayseri Şubesi tarafından '15 Temmuz Sonrası Güçlü Türkiye ve Cumhurbaşkanlığı Sistemi' konulu konferans düzenlendi. Melikgazi Belediyesi Tiyatro Salonu'nda gerçekleştiren konferansa, MTTB Genel Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel, Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz ve davetliler katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşan MTTB Genel Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili İsmail Emrah Karayel, "1980 askeri darbenin neticesinde yapılmış 1982 anayasasının 18 maddesini değiştiriyoruz. Şimdi ‘Tek adam’ diyenler var ya, aslında o 1982 anayasası tek adam için yapılmıştır. Biz şimdi o maddeleri değiştiriyoruz. Yaptığımız hamleyle bu milleti tek adamlardan kurtarıyoruz. 1982 anayasası öyle bir sistem kurmuş ki, zaten tek adam var. Her şeye hakim ve hiçbir sorumluluğu yok. Buda Kenan Evren. Onu yargılamakta, onun cezasını kesmekte AK Parti hükümetine nasip oldu. Bu önemli bir şeydir" dedi.
Türkiye'nin tarihi günlerden geçtiğini kaydeden Cumhurbaşkanlığı Kurumsal İletişim Başkanı Mücahit Küçükyılmaz ise, şunları söyledi:
"Tarihi bir dönüm noktasından geçiyoruz. Çünkü tarihi günlerde yaşıyoruz. İnsan tarihin içinde yaşarken bazen akıntıya kapılıp gittiği bir nehirde yüzerken olduğu gibi berede olduğunu ve neyle mücadele ettiğini kestiremeyebilir. Bizler 7 başlı ejderhayla ve memleketimize dört bir koldan musallat olmuş içten ve dıştan bizi yıkmaya çalışan düşmanlarla mücadele ediyoruz. Hakikaten tarihi günlerden geçiyoruz. 15 Temmuz bekli bir FETÖ tecrübesi belki de bu ümmetin bin 500 yıla yaklaşan tarihinde yaşadığı en önemli tecrübelerden biridir. Çünkü hiç bu ölçüde kendini gizleyen bir ihanet şebekesi ile bu ümmet karşılaşmadı. En fazla 10. Yüzyılda ortaya çıkan haşhaşilerdi. Cumhurbaşkanımızda zaten ‘Haşhaşiler’ diyerek bunlara yaptı. Hala içimizden birçok kimse bundan 1 yıl öncesine kadar bunların çıkıp da bu milletin evlatlarına kurşun sıkacağını, bu milletin evlatlarına bu milletin silahlarıyla ateş açacağını hala düşünemiyorlardı. ‘Yapmaz bunlar’ diyorlardı. Neden? İçimizden çıkmışlardı." (İHA)
