Milli takımımız 2018 Dünya Kupası Eleme maçında Eskişehir'de, İzlanda'ya 3-0 yenilerek umuduna son vermiş oldu. Takımımız sabırlı ve kontrollü bir futbolla belki de yeneceği maçı, aceleci bir futbol anlayışına bırakarak hakkını sona erdirdi. Türk halkı büyük bir üzüntü yaşarken, sahada yer alan milli futbolcu mu yoksa paralı futbolcu mu ? diyeceğimiz tarzda biri (siz kimden bahsettiğimi anlamışsınızdır) oyundan çıkarken gülümseyerek çıktı. Sanki milli takımımız 3 atmış dünya kupasına katılmak için son düzlüğe çıkmış gibi.
Milli ruhu kaybetmiş, sadece büyük bir takımda oynayarak imaj yapma peşinde olan bazıları kimseyi umursamadan o formayı giyme cüretinde bulunmaya devam ediyor. Sanki hak ediyormuşçasına o al yıldızlı formamızı hesabına önce primi koyuyor.
TFF yöneticileri, takım yönetir gibi milli takım yönetmeye kalkarsa olacak olan maalesef bu oluyor. Hep hüsran hep hüzün...
Mirceu Lucescu'ya ne demeli bilemiyorum ama suçun onda olmadığı kesin. Sonuçta milli takım teknik patronu dediğimiz de aklımıza milli duyguları olan, sadece ülkesinin, bayrağının hizmetkarı olan yerli teknik adamlar geliyor. Ama bakıyoruz ki sanki futbol takımlarımıza teknik direktör getirecekmişçesine gözümüz hep dışarıda... Gözümüzün dışarıda olduğu böyle bir algı varken, dünya kupası dışında kalmak çokta birileri için bir anlam ifade etmiyor.
Yazık çok yazık...
Nerede 2008 ruhu, nerede bayrağı uğruna savaşan o milli takımlarımız...
Abone Ol
Gelişmelerden haberdar olmak istiyor musunuz?
Google News’te Kayseri Deniz Postası sitemize
abone olun.