İshal, kabızlık, kolik sancılar, egzama, burun akıntısı, kusma, kilo alamama gibi belirtilerle kendini gösteren besin alerjisinin bir tedavisi bulunmuyor. Hastanın alerjik olduğu besin ve ürünlerinden kaçınmasının tek yöntem olduğunu söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Prof. Dr. Ü. Ayfer Yükselen, bebeklerde ve çocuklarda besin alerjisinin düzelebileceğine dikkat çekerek düzenli aralarla yükleme testi yapılmasını öneriyor.
Besin alerjileri, bağışıklık sistemimizin besinlere karşı anormal bir yanıt vermesi nedeniyle ortaya çıkıyor. Belirtileri ise tek bir organda veya deri, bağırsak sistemi gibi birkaç organ sisteminde görülebiliyor. Bebeklik ve çocukluk döneminde yaşanan en önemli sorunların başında gelen besin alerjileri, bazen bebekliğin ilk aylarında henüz ek gıda başlamadan, bazen de ek gıdaya başlar başlamaz belirti veriyor. Ailelerinde alerji öyküsü bulunan bebeklerin normalden 2-4 kat daha fazla alerji riski bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ü. Ayfer Yükselen, besin alerjilerinden en sık görülen belirtileri şöyle sıralıyor:
“Besin alerjileri çocuklarda ve bebeklerde yeşil mukuslu ve bazen de kanlı kaka, ishal, inatçı kabızlık, şiddetli kolik sancıları, atopik dermatit veya egzema, ürtiker (kurdeşen), tekrarlayan öksürük ve hırıltı atakları, ya da burun tıkanıklığı, burun akıntısı şeklinde belli ediyor. Bazen de reflü benzeri şiddetli ve inatçı kusmalar, beslenme güçlüğü ve kilo alamama, bebeklikte besin alerjisinin tek belirtisi olabiliyor. İnek sütü, yumurta, balık, yerfıstığı, fındık, ceviz, antep fıstığı gibi kuruyemişler, soya, buğday, bakliyatlar ve susam besin alerjilerine en çok neden olabilen besinlerin başında geliyor.”
Besin alerjisinin tanısı nasıl konur?
Besin alerjilerinde tanı geciktiğinde büyüme ve gelişme geriliği ortaya çıkabiliyor. Bazen yanlış tanı ile bazı çocuklar uzun süre gereksiz diyetler uygulamak zorunda da kalabiliyor. Prof. Dr. Yükselen, bu çerçevede hasta öyküsünün çok önemli olduğunu hatırlatıyor: “Tüketilen besinin içeriği ve miktarı, belirtilerin ortaya çıkış ve düzelme zamanı, daha önceden ve daha sonra benzer reaksiyonların olup olmadığı, belirtilerin özellikleri (fotoğraflamak işe yarayabilir) iyi bilinmelidir. Öyküden edinilen bilgiye göre, alerjenler seçilerek çocuk alerji uzmanı tarafından uygulanacak deri prik testleri tanıda yardımcı olabilir. Deri testleri hayatın ilk gününden itibaren her yaş grubunda yapılabilir. Serumda besine özgün IgE bakılması da tanıya yardımcı olabilir, ancak deri prik testine göre klinik değeri daha düşüktür. Besin alerjilerinde bazen tanı; deri testi ve/veya serumda besine özgü IgE ölçümü ile konamayabilir. Bu bilgiler ışığında şüpheli besinler için eliminasyon ve ardından da yükleme testleri yapılabilir.”
Çocuklarda besin alerjisi düzelebilir
Besin alerjilerinde kanıtlanmış bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Hastanın alerjik olduğu besin ve ürünlerinden kaçınması reaksiyonları önlemenin tek yolu olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yükselen, ancak bu diyet süreçlerinin, hem anne hem de bebeğe ağır bir fiziksel ve psikolojik yük olabileceğini söylüyor. Prof. Dr. Yükselen, bu nedenle hem annenin hem de hızlı büyüme çağındaki bebeğin besin gereksinimlerini hastaya özgü ayarlayıp düzenlemenin, bebeğin bu süreçte büyüme ve gelişmesini yakından takip etmenin önemine dikkat çekiyor. Çocuklarda besin alerjilerinin düzelme ihtimali olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yükselen, “Süt, yumurta, buğday ve soya alerjileri yıllar içinde çoğunlukla düzelir. Buna karşılık kuruyemiş, balık ve kabuklu deniz ürünleri alerjilerinin kalıcı olma ihtimali daha fazladır. Bu yüzden belli aralarla hastalar değerlendirilmeli, yükleme testi yapılarak düzelip düzelmediği takip edilmelidir” diyor.