Yiyecekler sürekli ağız ve burundan geliyorsa
Bebeklerde çok sık görülen sindirim sorunlarından biri, yiyecek ve içeceklerin kusma olmadan ağıza geri gelmesi durumudur. Bazen bu yolla, ağız ve burundan dışarıya çıkabilir. Bebeklik döneminde görülen ve reflü olarak adlandırılan bu sorun bebeğin yaşamının ilk yılında sıklıkla ortaya çıkar, daha çok 4’üncü ayda zirve yapıp, 6’ıncı aydan sonra giderek azalır. Sorunun kalıcı olduğu düşünülse de genellikle 12-15’inci aylara doğru sorun tamamen ortadan kalkmaktadır. Bebeklik döneminde bu sorunun tedavisi için ilaç kullanımı yerine beslenme miktarı ve kıvamında yapılacak düzenlemeler etkili olacaktır. Anne sütü ve özel mamalara (formül süt) kıvam arttırıcılar eklenebilir. Formül sütler; pirinç, mısır ve patates nişastası, guar zamkı veya keçiboynuzu lifi içermektedir. Standart formül süt yerine mide içeriğinin geri kaçmasını engelleyecek sütler kullanılması sorunu giderebilir.
Ancak anne sütü ile beslenen bebeklerde kusma varsa, anne sütünün bırakılması söz konusu değildir.
Dizlerini karnına çekerek yüksek sesle ağlıyorsa
Bebeklerde, altta yatan organik bir neden olmaksızın ortaya çıkan ağlama nöbetleri, infantil kolik olarak adlandırılmaktadır. Ağlama atakları doğumdan sonra 4-6’ıncı haftalarda başlar, bebek 3-4 aylık olduğunda da genellikle sona erer. İnfantil koliğin en belirgin belirtisi, öğleden sonra ve akşam saatlerinde başlayan, aşırı yüksek sesle ağlama nöbetleridir. Ağlama atakları sırasında bebek rahatsız, sıkıntılı ve telaşlıdır. Bebek, genellikle dizlerini karnına kadar çeker ve yüzü bir süre sonra kızarır. İnfantil kolik teşhisinde, doktorun ayrıntılı öykü ve fizik muayeneyle bebeği değerlendirmesi çok önemlidir. Bebek tokken, yavaşça ritmik sallamayla ve pışpışlamayla susuyor, bırakınca tekrar ağlamaya başlıyorsa infantil kolikten bahsedilebilmektedir. Bebeği sakinleştirici rezene özleri ve sakaroz çözeltileri, ağlama süreleri üzerine olumlu etki sağlayabilir. Ancak doktor önerisi olmadan bitkisel karışımlar kesinlikle kullanılmamalıdır.
Kaka yaparken zorlanıyorsa
Bebeklerde yaşamlarının ilk yıllarında, beslenme değişikliklerine bağlı olarak kabızlık gelişebilir. Bebeğin kabızlık sorununun olup olmadığı, dışkılama sıklığının takibi ile belirlenebilir. Eğer bebeğin kaka yapma sıklığı değişiklik gösteriyor ve normalden uzun sürüyorsa kabızlık söz konusu olabilir. Bebeğin kaka yapma sırasında ağlaması, karnın sert olması, kakada kan izleri ve huzursuzluk gibi belirtiler kabızlık göstergesidir. Bebeğin kabızlık sorunu varsa; uzman önerisi ile ılık banyo yaptırma, poposuna yağ, gliserin veya vazelin sürme, 4 ayın üzerinde olan bebeklere elma, erik, armut ve şeftali suyu verme, bebeğin bacaklarının karnına doğru çekilmesi ile yaptırılacak egzersiz gibi yöntemler rahatlamasına yardımcı olacaktır. Beslenme düzeni ve bebeği rahatlatmaya yönelik önlemlerden yanıt alınamadığı takdirde, dışkıyı yumuşatan ve ağrısız dışkılama sağlayan ilaçlar kullanılmaktadır.
Dışkılama günde 3’ten fazlaysa
Bebeklerin beslenme şekillerine göre dışkılarının özellikleri ve sıklıkları da farklıdır. Anne sütüyle beslenen bebeklerin dışkısı püre kıvamında ve sarı renklidir. Dışkılama sıklığı formül sütle beslenenlerden daha fazla olabilir. Altıncı ayda tamamlayıcı beslenmeye başlanmasıyla dışkılama sayısı azalır. Dışkılama sayısı; 4’üncü haftada günde ortalama 3, 4’üncü yılda ise ortalama günde 1-3’dür. 1-4 yaş arası çocukların % 97’sinde dışkılama sıklığı günde 1-3’e kadar düşmektedir. Fonksiyonel ishal ise süt çocukluğu veya okul öncesi dönemde, 4 hafta veya daha fazla süreyle, günde 3 veya daha fazla bol miktarda şekilsiz, ağrısız dışkılama şeklindedir. Fonksiyonel ishalde, bebek yeterli kalori tüketiyorsa gelişme geriliği olmaz, tek bulgu, sık ve yumuşak dışkılamadır. İshal çoğunlukla, okul çağına kadar kendiliğinden ortadan kalkmaktadır. Çocuğun beslenme sisteminin düzenlenmesi, sorununun en etkin çözümüdür. Diyet ve dışkılama günlüğü tutulmalı, bebeğin bir bakıcısı varsa beslenme düzeni ile ilgili bilgi verilmelidir. (İHA)