Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın 9 ay sonra serbest kalacağı iddiası gündeme bomba gibi düştü. Konuyla ilgili konuşan Türkiye Harp Malulu Gaziler Şehitler Dul Ve Yetimler Derneği Şube Başkanı Ali Yavuz, Öcalan’ın serbest kalmasından ziyade idam edilmesi gerektiğini söyledi. Yavuz sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu konuyla ilgili fikirlerimizi daha önceleri de beyan ettik. İmralı canisinin serbest kalması yerine idam edilmesini, dışarıya çıkacaksa eğer idam edilerek leşinin çıkarılmasını istiyoruz. Hiçbir zaman 40 bin kişinin kanını emmiş birinin serbest kalmasının ne kadar doğru olabileceğini hep tartıştık. Oy uğruna bile olsa hiçbir zaman etik bir yanı yoktur. Serbest kalacak denilmesi dahi bizlerin canını acıtıyor. Çünkü bu cani bizlerin canını acıttı. Gencecik evlatlarımızın şehit olmasına, şehitlerimizin küçük yavrularının öksüz kalmasına, annelerimizin gözü yaşlı olmasına sebep oldu, gencecik arkadaşlarımızın malul olmasına sebep oldu. Vücutlarının, uzuvlarının bir tarafını kaybedip başkasının yardımı olmadan gezemeyen arkadaşlarımızın sakat kalmasına sebep olan bir caninin serbest kalması için ya da terörün bitirilmesi için, serbest kalmasına dönük üzerinde projeler yapılmasına biz karşıyız. Çünkü bu cani ülkemizi karıştırmak için, ülkemizi bölmek için 30 yıldan bu yana eylemler yaptı. Eylemleri de halen devam ediyor, sokak gösterileri olsun, milletimize, esnaflarımıza, polisimize her türlü fiziki darp da bulunuyorlar. Sokaklarımızı kan gölüne çevirdiler. Son olarak ulaşım özgürlüğümüzü kısıtlamaya çalışıyorlar, yolları kapatıyorlar. Yolları kapatmakla ne olacağını dahi bilmiyorlar, aslında kendilerinin de özgürlüklerini kısıtlıyorlar. Kendilerinin Türkiye’nin her bir yanına ulaşım özgürlükleri var ama Türk milletinin o bölgeye gittiğinde seyahat özgürlüğü dahi yok. Özgürlük deniliyorsa özgürlük bunun neresinde aranıyor? Türk milleti bölgeye bırakın seyahat etmeyi, ticaret yapmak için dahi gidemiyorlar. Neden? Çünkü can güvenliği ve korkusu yaşanıyor. Bunlar dış güçlerinde vermiş olduğu destek ile ülkemizi karıştırmak için, ekonomik olarak bizi yıpratmak için, dünyaya karşı bizi kötü olarak göstermek için çaba gösteren grupların maşa olarak kullandığı taşeron şirketlerdir. Biz Türk milleti olarak hayatta olduğumuz sürece o cani oradan çıkamaz. Ben bu vatana karşılıksız olarak bedel ödedim. Ödemeye de devam edeceğim, benim çocuklarım ödeyecek, akrabalarım ödeyecek, bütün millet olarak bizler bu vatanı karşılıksız sevdik. Ay yıldızlı bayrağımız göklerde dalgalandığı sürece, minarelerde ezanlarımız okunduğu sürece bu cani oradan çıkamayacaktır. Çıkarsa leşi çıkacaktır. Başka türlü çıkış yolu yoktur! Bunun konuşuluyor olması bile bizlerin canını acıtıyor. Bu cani illaki bizlere rağmen çıkarılacaksa bizim tek çaremiz Şehitliğe gidip, şehitlerimizin yanında birer mezar kazıp oraya kendimizi diri diri gömmemiz demektir. 

“Bayrağı indirenin alnının çatından vurulması gerekirdi”

Diyarbakır’da ki askeri birlik içerisinde ki bayrak direğinden bayrağın indirilmesine de sert tepki gösteren Yavuz, bayrağı indirenin alnını çatından vurulması gerektiğini söyledi. Yavuz şunları söyledi: “Diyarbakır’da çözüm süreci boyunca verilen tavizler var. Bu tavizlerden dolayı da çatışmazlık ortamının bozulmaması için askeri birliğimizin içerisindeki bayrağımız indirildi! Ben oradaki görevlilerin büyük bir suç işlediklerini, o bayrak direğine çıkıldığını o birlikteki askerlerde gördü, rütbelilerde gördü, orada yapılması gereken tek şey vardı, o bayrağı indirenin alnını çatından vurulmasıydı! Bunun yapmadılar maalesef göz yumdular. Göz yumdukları da gibi de bizim canımızı acıttılar. Biz bayrağımızın dalgalanması için bedeller öderken birileri o bayrağın oradan indirilmesine göz yumdular. Bu demokrasi ise, bu hak aramak ise böyle hak aramak batsın diyoruz. O bayrağın oradan indirilmesine göz yumanlarda ne vatan sevgisi, ne de millet sevgisi yoktur, bize göre terör örgütüne hizmet edilmiştir. Onlara iyi niyetle ve gözle bakmıyorum. Türkiye’de Kürt sorunu yok, terör sorunu var. Devlet olarak orada kendimizi hissettiremiyoruz. Senin çocuğunu öldürtmekle, aileni dağa kaldırmakla tehdit ediyorlar. Tanıdığım birçok kişi var ki bunlar korkudan dolayı terör örgütünün söylediklerine evet demek zorunda kalıyorlar. Devlet olarak o bölgede birçok alanda güçlü bir şekilde çalışmamız gerek. Bu çalışmalar olmadığı sürece terör örgütü oralarda istediği gibi atını oynatır.

 Hükümet yetkililerinin bizleri her ziyarete geldiklerinde biz bu durumlardan rahatsız olduğumuzu her şekilde dile getiriyoruz.  Bir örnek vermem gerekirse eğer, Başbakanımız Kayseri’ye geldiğinde Erciyes’te yapılan toplantıda da ben bunu söyledim. Çözüm sürecinden şehit Aileleri ve Gazilerimizin rahatsız olduğunu kendisine ilettim. Bu şekilde olacaksa terör örgütünün güçleneceğini söyledim. Bu şekilde terör örgütünün hiçbir zaman bitirilemeyeceğini söyledim. Aklımıza gelen ya da ailelerimizin şunu da sorsaydın diyebileceği bütün sorularımızı ve fikirlerimizi hükümet yetkililerine ilettik.”

Kayseri’de o çiğköfte dükkanına giren bir daha çıkmak istemiyor! Kayseri’de o çiğköfte dükkanına giren bir daha çıkmak istemiyor!