İstatistiklere göre yaklaşık 250-300 bin civarında Alzheimer hasta olması gerekirken şu anda yüzde 20 hastanın tedavi aldığını belirten Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Yiğiter, önemli uyarılarda bulundu. Doç. Dr. Yiğiter, en belirgin durumu unutkanlık olan Alzheimer hastalığına en çok yaşlı kesimin yakalandığını ve yaş ilerledikçe sıklığının arttığını hatırlatarak, hastalığın belirtileri hakkında bilgi verdi.

Bunama ile Alzheimer hastalığı aynı şey mi?

Bunama diğer adı demans denilen bir hastalık grubunun en sık rastlanan Alzheimer hastalığı olduğuna vurgu yapan Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Yiğiter, ''Bunama dediğimiz şey merkez sinir sisteminde bir bozukluğa bağlı olarak ortaya çıkan zihinsel aktivitelerde birden fazla alanda bozulma (bu alanlar bellek, dikkat, beceri, tanıma, konuşma, görsel ve mekansal işlevler ve problem çözme gibi yürütücü işlevlerdir) ile beraber davranışsal semptomlarda bozulma ve günlük yaşam aktivitelerinin eskisi düzeyinde sürdürülememesine neden olan ilerleyici bir bozulma ile giden bir hastalık grubudur. Alzheimer hastalığı, ilk olarak alman bilim adamı Alois Alzheimer tarafından 1906 yılında tanımlandığı için onun adı ile anılmaktadır. Birçok ünlü isminde muzdarip olduğu ve özellikle eski ABD başkanı Ronald Reagan’ın, bu hastalığa yakalanmasıyla dünya tarafından bilinirliği ve farkındalığı arttı. Demans veya bunama dediğimiz hastaların yaklaşık yüzde 60-70 arası Alzheimer hastalığıdır. Özellikle batı toplumlarında yaşlı nüfusun çok hızlı artması nedeniyle çok önemli bir medikal, sosyal ve ekonomik sorun haline gelmiş durumdadır. Ülkemizdeki istatistik verilerine göre yaşlı nüfus batıdaki kadar belirgin olmasa da artma eğilimindedir. Bundan dolayı ileri ki yıllarda bizimde önde gelen sorunlarımızdan olması kaçınılmaz olacaktır'' ifadelerini kullandı.

Çocuklar İçin Antep Fıstığının Faydaları: Zeka ve Gelişime Etkisi Çocuklar İçin Antep Fıstığının Faydaları: Zeka ve Gelişime Etkisi

Alzheimer hastalığının belirtileri

Alzheimer hastalığının en belirgin özelliğinin unutkanlık olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Remzi Yiğiter, ''Hasta, günlük yaşamını etkileyecek kadar unutkanlıktan bahsediyorsa Alzheimer ya da demans var mı yok mu irdelemek gerekir. Öncelikle yer ve zamanla ilgili basit unutkanlıklar varken, hastalığın ilerlemesi ile evindeki odasını bile bulamayacak, bakıcısını veya yakınını tanıyamayacak kadar ağır durumlar olabilir" dedi.

Alzheimer hastalığı tedavi edilebilir mi?

Hastalığın tedavisi hakkında bilgiler veren Yiğiter, “Alzheimer hastalığı, nörodejeneratif grupta olduğu için maalesef tedavi edilebilen demanslardan değil ama elimizde Alzheimer hastalığının hızını yavaşlatıcı ve davranışsal belirtilerini baskılayıcı ilaçlar mevcuttur. Bu tedavilerin etkinliği için, şu tabir kullanılabilir ‘’90 km hızla giden bir aracın hızını 60 km hıza düşürmek. Alzheimer hastalığı için çizdiğim bu karamsar tablo, dejeneratif olmayan demanslar için geçerli değil. Hastanın tedavi olabilme şansını kaçırmaması için her unutkanlığım var diyen hastaya Alzheimer hastalığı tanısı koymadan önce, bu tedavi edilebilir olan demansları iyi tanımamız gerekir'' ifadelerini kullandı.

Alzheimer hastalığının gelecekte yeni tedavi seçenekleri olacak mı?

Alzheimer hastalığıyla ilgili gelecekte tedavi seçeneklerinin mutlaka olacağını belirten Yiğiter, ''Çünkü dünyada herhalde en çok tedavi araştırmaları yapılan hastalık gruplarından birisidir. Alzheimer hastalığı için, çok ciddi ilaç araştırmaları yapılıyor ama 10 yıldan daha fazla süreden beri yeni bir ilaç tedavi seçeneklerimiz arasına giremedi. Geçmiş yıllarda çok umut vaat deden moleküller vardı ancak çoğunluğu hayal kırıklığı ile sonuçlandı. Şu anda, araştırma aşamasında olan ilaçlar var, faz 2 ve faz 3 aşamasında ki ilk bulgular umut verici olsa da kesin sonuçları beklememiz gerekmektedir. Ancak biraz kötü bir durum ama daha önceki tedavi denemelerinde de bu durumda olan ilaçlar daha sonra tamamen etkisiz oldu” şeklinde konuştu.

Alzheimer hastalığında genetik etken

Yakınlarında Alzheimer olan kişilerde risk oranının daha fazla olduğunu vurgulayan Yiğiter, “Bunu bazı tetkiklerle anlayabiliyoruz, ancak ben hasta yakınlarıma önermiyorum, çünkü maalesef günümüzde halen tedavisi olmayan bir hastalığı 20 yıl öncesinde kendim olsam öğrenmek istemem. Beslenme ile ilgili durumlara dikkat edilmesi gerekiyor. Sıvı-elektrolit eksiklikleri ve düzensizlikleri, bazı vitamin eksikleri oluşabilir. Çünkü ileri evredeki hastalar kendilerine hatırlatılmadıkça yemek yemeyi, su içmeyi bile unutabiliyorlar. Yine ileri evrede ki hastalarda hareketsizlikten ve yatağa bağımlı olmalarından kaynaklanan, idrar yolları enfeksiyonu, akciğer enfeksiyonu ve yatak yarası, hastada bilinç bozukluğu gibi durumlar gelişmeye başlayabilir. Bu durum Alzheimer sürecinden farklıdır ve mutlaka bunlara yönelik tedavilerin de aksatılmaması gerektiğini bilmelerini istiyoruz. Alzheimer hastalarının yakınları ve bakıcılarının da ciddi psikolojik sorunlarının olabileceğini hiçbir zaman unutmamamız gerekir. Çünkü sürekli ilgilenilmesi gereken bir hastaya hem fiziksel, hem de psikolojik destek verince kendine ayıracak zamanları olmuyor. Bu bakıcı yükü durumunun da hastayı takip eden hekimlerin aklında olması gerekir. Buna yönelik olarak hem gerekli tedavileri vermek, hem de bakıcı yükünü azaltacak önerilerde bulunmak gerekir'' ifadelerini kullandı. (İHA)