Köyün ilk kuruluşu M.Ö.1400-1200 tarihleri arasında Etiler tarafından olmuştur. Köyün altı mağaralarla kaplıdır. Mağaralar, yerleşim yeri haline getirilerek tünellerle birbirine bağlanmıştır. Mağaraların içinden gelen sesten bir yer altı ırmağının geçtiği tahmin edilmektedir. Etiler'den sonra bölgeye Romalılar hakim olmuştur. Roma dönemindeki haritalar, köyün bulunduğu yerde, Branşur isminde büyük bir yerleşim yerini göstermektedir. Bu yerleşim yerinin Ermenilere ait olduğu bilinmesine rağmen, Ermenilerin sonradan nereye göç ettikleri bilinmiyor. Ermenilerden sonra köyün bulunduğu yere 1584 Yılında köye adını veren Süksün cemaati yerleşmiştir.
Osmanlı Devleti'nin son dönemlerindeki kargaşa ve isyanlar yüzünden köy boşalmıştır. Boş olan köye ilk yerleşenler Kostere’'den(Tomarza)Deli Kadir Ağa,Murtazaoğlu Ömer Ağa ve Aligişioğlu Ali Ağa’'dır.Daha sonra Maraş'tan Dulkadiroğulları'nın Şıhlar kolundan Dervişali Kabilesi yerleşmiştir. Bu kabile Maraş'tan Kayseri’'ye, oradan da Süksün’'e yerleşmiştir. Köy, 1989 yılında belde olmasına rağmen nüfusun az oluşundan yine köy statüsüne geçmiştir. Halkın geçim kaynaklarının başında, tarım ve hayvancılığın yanısıra esnaflığın ve halıcılığın önemi büyüktür. Tarımda yer altı sularından faydalanıldığı için verim artmıştır. Köydede ekseriyetle küçükbaş hayvan yetiştirilmektedir.
Süksün isminin nereden geliyor?
Süksün isminin nereden geldiğine dair kesin bir bilgi yoktur. Ama bu konuda ki rivayetler pek çoktur. Bu rivayetlerin birçoğu yakıştırma ve uydurmadır. Köyün isminin, Süksün Cemaatinden geldiği düşünülmektedir.
Süksün; başın tepesi ile ensenin birleştiği bölgeye, başın arka tarafına, oradaki ki çukurluğa denir. Ense kökü, boyun kökü olarak da tanımlanabilir. Aslında süksün öz Türkçe bir kelimedir. Birçok yerde değişik şekillerde kullanılmaktadır. Süksünümün kökü, süksünü eğri gibi deyimin de de geçmektedir. Deyimin anlamı sürekli öne eğik duran, başını eğik tutan demektir .
Süksün cemaati; Mehmet İnbaşı'nın16. Yüzyılı başlarında kayseri adlı kitabında yer almaktadır. Konar-göçer Yörük Türkmen taifesinden olarak tanımlanmaktadır. O zaman yerleşik hayata geçmemişlerdir ve ziraat ve hayvancılıkla meşgullerdir. Bazı köy ileri gelenlerinden Seyit Unutkan ve Hasan Kıvanç, bir iş için gittikleri Ankara'da kendilerine bir Osmanlıca belge gösterildiğini anlatmaktadırlar. Bu belgede şöyle yazıyormuş; Süksün köyü, kestelbükü'nde , Süksün Cemaatinden, Emir-et-ül Mikail tarafından kurulmuştur. Köye ilk gelenler Mahmutoğulları ve Fazlıoğullarıdır.