Beslenme konusunda ailelerin yaşadığı en büyük problemlerden biri çocuklarının yemek seçmesidir. Aileler, çocuklarına sağlıklı ve dengeli beslenmeyi öğretmek ve yemek seçme alışkanlığından vazgeçirmek için bebeklik çağında harekete geçmelidir. İzmir Üniversitesi Hastanesi Diyetisyeni Fatma Baysal, ailelerin bebeklerine olan yaklaşımın çocuğun beslenme alışkanlığı üzerinde etkili olduğunu kaydederek, ''Anne sütü ve ek besinlere geçilmesiyle birlikte dil üzerindeki tat hücreleri zenginleşmeye başlar. Beslenme sorunlarının oluşmasında bebeklik çağından itibaren annenin bebeğe yaklaşımı ve anne sütünün düzensiz alınması büyük etki gösterir. Ek besinlere geçilmesi ile birlikte besinlerin karışım halinde verilmesi bebeğin, besinlerin tadını ayrı ayrı almasına engel olduğu için yemek seçmesine neden olabilir. Çocuğun her tadı alması sağlanmalıdır” dedi.
ÖĞRETMENLERİ YÖNLENDİRİCİ OLMALI
Diyetisyen Fatma Baysal, ''Okul çağından itibaren öğretmen ve arkadaşlık ilişkileri de çocuğun yeme davranışını etkiyebilir. Çocuk çoğu kez aileden çok öğretmenin sözünü dinleyebilir ve onu rol model olarak alabilir. Öğretmen bu durumda beslenme eğitimini de önemsemelidir. Örnek olarak ‘mevsim sebzeleri nelerdir, sağlıklı beslenmenin vücudumuz önemi nedir’ gibi bilgileri de öğrencilere vermelidir. Ayrıca okuldaki kantinler ve yemekhane mutlaka sağlıklı beslenmeye uygun hale getirilmeli, çocukların aralarda atıştırmalar yerine daha sağlıklı tercihler de bulunmasını sağlamalılardır'' diye konuştu.
SEVMEDİĞİ YEMEĞİ SÜSLEYİN
Çocuğunuza sofrayı neşeli hale getirin diyen Diyetisyen Fatma Baysal, ''Çocuğunuz sebze yemiyorsa sevdiği yemeklere, çorbalara, köftelere rendelenmiş sebze eklenebilir bu şekilde fark etmeden tüketmesi sağlanabilir. Bu sebzeler, sevdiği yemeklere çocuğun seveceği şekilde süsleme olarak kullanabilir. Yemek masasında ona özel renkli çatal kaşık ve tabak kullanımı ilgisini çekebilir. Yemekten önce çocuğa atıştırmalık (cips, çikolata) besin verilmemelidir. Çocuğun sofraya aç oturulması sağlanmalıdır. Ailenin beslenme tarzı da çocuğun alışkanlıklarını etkilemektedir. Bir yaşından sonra çocuk aile ile birlikte sofraya oturmalıdır. Yemekler çeşitlendirilerek çocuğun farklı besinlerin tadını alması sağlanmalıdır'' diye konuştu.
YEMEYE ZORLAMAYIN
Çocukların yiyecekle korkutulmaması gerektiğini ifade eden Baysal, ''Eğer çocuk bir besini tüketmeyi reddettiyse, başka bir besin tükettirilmemeli ve sonraki öğüne kadar herhangi bir besin verilmemelidir. Ailede herkes çocuğa karşı tutarlı bir davranış içerisinde olmalıdır. Çikolata gibi besinler ödül olarak kullanılmamalı, sevmediği besinler asla ceza olarak basık unsuru haline getirilmemelidir. Çocuğun yemeği kendisinin yemesine izin verilmelidir. İlk seferde sevmediği bir besinin tüm porsiyonunu bitirmesi için ısrar edilmemelidir. Çocuğun sonraki sofra düzenine kadar acıkması beklenilmelidir. Acıkan çocuk yeme isteği duyacak ve tüketimlerini arttıracaktır. Yapılan çalışmalarda beslenme bozukluğu yaşayan çocukların ailelerinde ısrarcı ve sürekli yemek yemesi üzerinde durması gözlenmiştir'' dedi.
UZMANA DANIŞIN
Diyetisyen Baysal, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Çocuklarda yemek seçme fizyolojik olarak tadını beğenmemesi ile birlikte ailenin dikkatini çekme veya kızgınlık belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Sabırla ve şefkatle çocuğa yaklaşmaya devam edilip, altında yatan psikolojik nedenlerle ile ilgili pedagog ve pediatri uzmanlarından yardım alınmalıdır.'' (İHA)