Yukarıdaki bu isimler Kayseri’de son 10 ay içerisinde katledilen kadınlar…

Bu kadınların isimlerini her yazdığım köşe yazımda sizlerle paylaşacağım ki çabuk unutmayalım…

Hepsinin ayrı bir hikayesi var, hepsinin birbirinden dram hayatları var…

Ve bugün Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü…

Tam da bugüne denk gelen bu yukarıdaki kadınlardan Çiğdem Tokgöz’ü katleden katilin davası vardı.

Ağır Ceza Mahkemesi’nde yanımda meslektaşım Samet oturuyor, sanık duruşma salonuna alındı…

Çekmiş takım elbiseleri, takmış kıravatı da…

Samet ‘abi bu o fotoğraftaki şahsa benzemiyor’ diye şaşkınlığını dile getiriyor…

Eeee diyorum, bu bir taktik…

İlk taktik bu; Öldür kadını, giy takım elbiseyi, çık hakim karşısına…

İkinci taktik de; katilin savunması…

‘Bir başka kadınla evliyim ama Çiğdem ile de sevgiliydik’ diyor, 5 yıldır evine gider gelir, bütün masraflarını bu katil karşılarmış falan filan…

Doğruları gerçekten anlatıyor, şimdi hikaye kısmına gelelim…

Cinayet günü ‘ERKEKLİĞİME!’ küfür etti, ‘KIZLARIMA!’ küfür etti, ‘NAMUSUMA!’ dil uzattı gibi klişe laflar işte…

Sonra, ŞUURUNU(!) kaybediyor ve canavarca hislerle kadını katlediyor.

Kaç defa kadına bıçakla vurduğunu hatırlamıyormuş…

Mahkeme sanığın akıl sağlığı yerinde mi, değil mi onu öğrenmek için duruşmayı erteledi.

Ama ben üçüncü taktiği de söyleyeyim: Diğer celse ‘PİŞMANIM!’ diyecek ve İNDİRİMİ kapacak!…

Umarım kapmaz, umarım yargımız bir kadının daha katledilmemesi için bu katillere en ağır cezayı verir…

Neyse biz de Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü vesilesiyle, hep bir ağızdan bir kez daha KADINA ŞİDDETE HAYIR diyelim…