2016 yılında bir bankadan telefon geldi, telefonda kredi kartı borcu olduğunu ve ödememesi halinde hacizlik olacağı ihtarını aldı.

H.K. kredi kartı olmadığını söyleyerek soluğu savcılıkta aldı.

H.K.,kendisi adına kredi kartı çıkaran kişiyi öğrenmek için şikayetçi olmak için savcılığa başvurdu.

Soruşturma sonucu kardeşi Y.K.’nin adına kredi kartı çıkardığını ve borcunu da ödemediğini öğrendi.

Mağdur H.K., şüpheli olan kardeşi Y.K.’den şikayetçi oldu.

3 bin küsür TL ağabeyini zarara sokan Y.K. hakkında ‘Banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık’ suçundan dava açıldı.

Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davada, kardeşinden şikayetçi olan H.K., verdiği ifadesinde şunları söyledi: “Eşimle sorunlar yaşayınca 2013’te annemlerle yaşamaya başladım. O dönem kimliğimi kaybettim. Banka beni arayınca adıma kredi kartı çıkarıldığını öğrendim. Kız kardeşim kimliğimi bulmuş, kimlikte benim adım yazıyormuş ancak fotoğraf kardeşim Y.K.’ya aitmiş. Kardeşim kullanmış, bana itiraf etti. ‘Ödeyeceğim’ dedi. Ama ödemedi. Arabama haciz konuldu. Kardeşimden şikayetçiyim.

Kardeşlerin anneleri olan H.K. ise duruşmada tanık olarak dinlendi. Anne H.K., “İkisi de benim oğlum, ne diyeyim” dedi.

Gelmeyen sanık diğer celse dinlenecek ve karar verilecek.

Bakalım sanık olan kardeş ne diyecek ve nasıl bir karar çıkacak? Bekleyip görelim…

Sonuç olarak, kardeş ağabeyinin kimliği ile ağabeyini dolandırıyor, ağabey de kardeşinin 3 bin TL için dava ediyor…

Bir söz vardır hani, ‘dostu el de ara, düşmanı anan da doğurur’…

Kardeş kardeşe bunu yaparsa VAY Kİİİ VAY HALİMİZE…