Ulu Önderimiz Atatürk, öğretmenlere çok güvendiği için, çocuklarımızı öğretmenlerimizin sevecen ellerine teslim etmiştir. Onlara, "Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır!" buyruğunu vermiştir.

Bir ülkenin kalkınması, ancak çok iyi yetiştirilmiş insan gücü ile gerçekleşir; buna, "beyin gücü" diyoruz. Yeryüzünde yüzlerce meslek var: Her meslekle çağ açmış insanlar görev almış. Şöyle bir düşünelim: Bütün bu yetişmiş insanları kim yetiştiriyor? Bütün mesleklerin temeli olan tek meslek hangisidir? Zihinlerimizi fazla zorlamaya hiç gerek yok çünkü bütün mesleklerin temeli kesinlikle "öğretmenlik"tir; bütün yetişmiş insanları yetiştirenler de ancak ve ancak "öğretmenler"dir.

Bir binanın temeli sağlam atılırsa, o bina yüzyıllara meydan okur. Geleceğimiz olan çocuklarımız ise, ulusun sonsuzluğa ulaşmasında temel yapıtaşlarıdır. Çocuklar öyle yetişmelidirler ki, ülkesini, ulusunu hep yaşatsın, hep yüceltsin. Bunu başarabilen öğretmenlerdir ve öğretmenler birer gerçek mimardırlar. Onlara "insan ve insanlık mimarı" demek çok doğru olur. Öğretmenler taşın, tuğlanın, harcın yerine bilgiyi, beceriyi, yeteneği, çocuğun özündeki cevheri koyar; binasını bunlarla yapar.

Ülkemizin çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmasında, daha iyiye ve ileriye giden bir Türkiye meydana getirmek için en büyük çabayı kuşkusuz öğretmenlerimiz göstermektedir. Onların verdikleri bilimsel, çağdaş, mesleki ve sosyal eğitimle; güçlü, bilgili ve gelişmelere açık bireyler yetişecek, geleceğe daha emin adımlarla ilerleyen bir toplum oluşturulacaktır.

24 Kasım vesilesiyle, başta ilk öğretmenim olan Hüseyin Avni Ekincioğlu’nu rahmetle anıyor, üzerimde emeği bulunan tüm değerli öğretmenlerimin ellerinden öpüyor, hepsine sonsuz teşekkürlerimi sunuyor, tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum.

Saygı ve sevgilerimle…