Enerji içeceklerinin birçoğunda yüksek dozda kafein, şeker türleri, ginseng, mate çayı, guarana, taurin, glukuronalakton, inozitol, karnitin, sitrik asit, karbonat ve vitaminler gibi diğer uyarıcı maddeler bulunduğunu belirten Prof. Dr. Selim Kurtoğlu, ergenlere zarar veren söz konusu içeriğin çocuklarda daha büyük sağlık problemleri ortaya çıkardığını ifade etti.
Enerji içeceklerinin barındırdığı en ciddi riskin, yüksek şeker yükünden dolayı kalp problemleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kurtoğlu, “Bir kutu enerji içeceğinde, 21-34 gram şeker bulunmaktadır. Enerji içeceklerinde sükroz, glukoz veya yüksek yoğunlukta mısır şurubu (früktoz) türü olabilmektedir. İçeriklerinde bulunan diğer bir madde de sitrik asit (limon tuzu) olup asiditeyi artırmaktadır. Bu tür içeceklerin yan etkileri ile ilgili çalışmalar gün geçtikçe artmaktadır” dedi.
Kalp rahatsızlıklarından reflüye, diyabetten anksiyeteye
Prof. Dr. Selim Kurtoğlu, enerji içeceklerinin zararlarını şöyle sıraladı:
“Kafein ve ginseng maddeleri, kalp ve damar sorunlarına yol açmaktadır. Kafeine bağlı olarak çarpıntı, ritim bozukluğu, hipertansiyon riski ortaya çıkabilmektedir. Kalp hastalığısöz konusu ise enerji içeceğinin aşırı tüketimi ani ölümlere bile neden olabilmektedir. Beyin damarlarında daralma, geçici iskemik ataklar olabilmektedir. Ginseng ise çarpıntı, kalp atımlarında artış, hipotansiyon, uykusuzluk, ödem, baş dönmesigibi yanetkilere yol açabilmektedir. Kafeine bağlı olarak anksiyete bozukluğu, uykusuzluk, reflü, bulantı kusma, yerinde duramama, ellerde titreme, sık nefes alma ve buna bağlı olarak alkaloz, iştahsızlıkve sık idrara çıkma görülebilmektedir. Ginsenge bağlı olarak da kardiyak etkilerin dışında; uykusuzluk, kolestatik sarılık ve beyin damarlarında arterit gibi yan etkiler ortaya çıkmaktadır.
İçeriğindeki sitrik asit nedeniyle diş minelerinde aşınma, diş çürükleri, asit içeriğine bağlı mide şikayetleri ve gastrit gözlemlenebilmektedir. Enerji içeceklerinde bulunan glukoz, sükroz ve früktozun yüksekdozda ve uzun süre alınması ise obezite ve karaciğer yağlanması ile insülin direnci ve tip2 diyabet tablosunu ortaya çıkarmaktadır.Özellikle früktozun karaciğerde diğer şekerlere dönüşmedenyağlara dönüştüğü ve karaciğer yağlanmasını başlattığı belirlenmiştir ve bilimsel makalelerde früktozun bir toksin olduğu vurgulanmaktadır. Bu içeceklerin uykusuzluğa neden olduğu bilinmektedir, ayrıca uyku kalitesine de etkilemektedir. Görme sorunlarına yol açabilmekte, anksiyete, suç işleme eğilimi, depresyon hattaintihara neden olabilmektedir. Sigara, alkol ve diğer uyuşturucu maddelere yönelme görülmekte, ileri yaşlarda alkolizm riski ortaya çıkabilmektedir.”
(İHA)