Neymiş efendim çağımızın hastalığı “tükenmişlik sendromu”. Okuduğumuzda belirtilerini, nedenlerini, hepimize yakışan, içten içe evet bu da evet Şu da dediğimiz. Tükenmişiz işte Azizim. Kim, niye, niçin, neden oldu soru işaretleri kafamızda tüketilmişiz işte. İşin ya da konunun profesyonel açıklayıcısı değilken, sadece halktan biri olarak tükenmişliği yaşayanların duygularını kaleme almak geldi bu hafta da içimden. Tükendik ya hani bizler… Haklıyız…!

Peki, haydi buyurun biraz analiz yapmaya…

Yaşadığımızı zannettiğimiz bizi huzura erdirecek maneviyatımız kaçıncı sırada…? Yorgunluğumuzu atmanın yolunu bulmak bu kadar güç mü? Heyecan ve heveslerimizi zaman aşımına uğratıp motivasyonumuzu düşürmekte neyin hesabı…? Güneşin doğuşunu görüp, batışına şahit oluyorsak, oradaki zaman diliminin hesabını, hüsranını, hayal kırıklığının rengini siyaha mal etmek diğer renklere haksızlık değil mi? Bilinçli beslendiğimiz sürece, zihinsel problemlerin bize zarar vermesine dur diyebilmek imkansız mı…?

Unutma kendinden bir tane var, sakin ol yeter ki yetiştirmeyi bil kendini ki performansın da yetsin sana. Azizim kimse kimseyi sevmek zorunda değil, sosyal ilişkilerinde problem yaratmak için bahane arama. Sevdiğini yanında tut, sevmediğini arkana at yoluna devam et ki no problem yaşamaya devam et. Adına kötü alışkanlık demişler, stresliyken içiyorsan sigarayı, alıyorsan alkolü, çok mu abur cubur yiyorsun o zaman biraz frene bas bakalım. Bunları problemli ruh halinde yapıyorsun da, tükeniyorsun da, neşeli anlarında yaptığında niye tükenmiyorsun? Biraz da zihnini boşalt mesela… Düşünmek çare olmadı ki sana, hep bir şeyi düşünürken yanına öbürlerini de ekledin bir baktın ki Arapsaçı olmuşsun. Salla gitsin hayatı da bazı bazı. Yürü mesela adımlarını sayarak… Ya da araba kullan pencerelerini açıp rüzgârın sana çarpmasına izin vererek. Bisiklete bin ya da, ya bir deniz kenarında ya da orman yolunda. Çok sevdiğin bir şarkıyı sesin kötü de olsa söyle sen. Ya da aç müziğin sesini, senin sesin olsun bırak o bağırarak söylesin sen motive ol. Kitap oku mesela; okurken içindeki kahramanlardan bir sen ol ve kaybol sayfaların arasında. Bedenini gece olunca dinlendir gündüz olunca uyandır işte…

Gücünün yettiği hiçbir sorumluluktan kaçma yeter, bilincinde ol yapacağın işlerin…

Tükenmişiz tükenmemişiz = Tükenmemişiz tükenmişiz.

“Yerin seni çektiği kadar ağırsın, kanatlarının çırpındığı kadar hafif… Kalbinin attığı kadar canlısın gözlerin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin nefret ettiklerin kadar kötü… Ne renk olursa olsun kaşın gözün karşındakinin gördüğüdür rengin… Yaşadıklarını kar sayma yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa, sevdiğin kadardır ömrün.” CAN YÜCEL