Hayatın temposuna ayak uydurma çabasında ‘geç kaldım’ hissi, çoğu zaman kendi ritmimizi unutup başkalarının saatine göre yaşadığımızın bir göstergesidir. Peki, gerçekten geç mi kaldık, yoksa bu sadece toplumun ve kendi kurallarımızın bir yansıması mı?
Günümüz dünyasında çoğumuz, yaşımız ya da konumumuz fark etmeksizin “geç kaldım” düşüncesiyle boğuşur hale geldik. İdeal bir kariyer için, “doğru” yaşta evlenmek, çocuk sahibi olmak ya da hayatı bir düzene oturtmak için belirli bir sürede belirli adımları atmamız gerektiğine inanırız. Bu baskı, içten içe eksik hissetmemize, tatminsizlik yaşamamıza ve en önemlisi de başarısız hissetmemize neden olabilir. Ancak, gerçekten geç mi kaldık, yoksa bu, kendimize koyduğumuz katı kuralların bir yansıması mı?
Geç kalmışlık hissi, sadece bireysel bir endişe değil; toplumun dayattığı hız ve “zamanında yapmalısın” düşüncesinin bir ürünüdür. Her bireyin yaşama dair yolu, temposu, yani kendine özgü bir saati vardır. Hayatın neresinde olursak olalım, kendi zamanımızı keşfetmek ve geç kalmadığımızı anlamak, bu baskıyı hafifletir. Aksi halde bu his, zamanla derin bir kaygıya dönüşebilir; bireyin kendisini sürekli olarak başkalarıyla kıyaslamasına, pişmanlık ve yetersizlik duygularıyla boğuşmasına yol açabilir. Kimi insanlar hayatlarının belli dönemlerinde kariyerlerine, aile kurmaya ya da kişisel gelişimlerine dair hedefler koyar. Ancak belirlenen yaş, zaman veya şartlar karşılanmadığında, kendimize olan güvenimiz zedelenir. Oysa yaşamda her deneyim kişiye özgüdür; aynı yoldan geçmesek de her birimizin katettiği mesafe farklı değerler taşır.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bireyin “Artık çok geç” veya “Ben yeterli değilim” gibi olumsuz düşüncelerini sorgulayarak farkındalık oluşturmasına ve bu düşünceleri mantıklı yanıtlar ile yeniden yapılandırmasına yardımcı olur. Böylece birey, kendini daha dengeli ve sağlıklı bir algı düzeyinde bulur.
Kendinizi ‘geç kaldım’ kaygısıyla yakaladığınızda hatırlamanız gereken: Herkesin yaşamına özgü bir saati vardır ve zamanlama, kişinin kendi yolculuğuna uygun olarak şekillenir. Önemli olan, bu yolculukta kendi ritminizi bulup ona güvenmektir.