Kadınlara yakışan, onları anlatan, kırılganlıklarını, içlerindeki sessiz çığlıklarını, hassasiyetlerini bir o kadar da beklentilerini kaleme alan satırlara döken şairlerin çoğu erkeklerdir aslında. Şaşkınlığım odur k; ruhlarını kusursuz tarif ederken kadınların bir o kadar da ruhlarını nasıl hiçe sayıyorlar?
Oysa hepimiz bir kadından doğmadık mı? Koruyuculuk hem kadına hem erkeğe yakışmaz mı?
Aslında olaylara eşit bakmak istiyorum. Roller farklı olsa da şartlar zorlasa da hayata dair kişileri, bence her şey saygıdan geçiyor. Ataerkil bir toplum anlayışına sahip olunsa da, kadına ilk önce erkek saygı duyacak azizim… Narin yapısının gereği hassasiyet gösterirsen, saygına saygıyla karşılık verecektir zaten. Lügatinde sıcak bir sesleniş barındırmalısın ki onun vakurlu duruşu sana yankı olup geri çarpsın.
Fedakârlığı neden hep kadın yapsın ki üstadım!
O erkeğine ve yavrularına özenle hazırladığı sofradan neden bir lokma az yemeyi tercih etsin ki? Bırak bazen de sana düşsün bir lokma az yemek. Kadınına uzat ya da ben tokum de, biraz önce atıştırdım bir şeyler de, de işte aynı onun gibi…
Peki ya olgunlukta zirve yapan kadınlar yorulmadılar mı sence. Şımarmak onların da akıllarından geçmedi mi hiç? Geçti de kovaladılar mı yoksa?
Kelebek gibi kırılgan yapılarını ne bir şiir, ne de bir demet çiçek iyileştirirdi aslında… Yüzünü avuçlarımızın arasına alıp göz bebeklerinin taa içine bakarak “sen iyi misin?” diyen ruhumuzun samimiyetiydi aslında istedikleri…
Kadın duygulu olsun hem de akıllı, çokta güzel olsun, kendine baksın, tertibi düzeni hiç bırakmasın, güçsüz olursa eyvah olsun ona, güçlü olursa erkekleşmesin, yavrularına iyi bir ana olsun. Yani her şey her şey her şeyin en iyisi olsun… Olsun olsun da sen ne olucan be azizim. Sen hayal âlemindeki kadını yaratacaksın da sen nerelerde olacaksın acaba. Gerçekten isteklerinin karşılığında sen de; o mükemmel erkeği çıkarabilme cesareti bulabilecek misin kendinde?
Erkek=Kadın
Kadın=Erkek
İşte olay burada. Birbirini tamamlayan iki kelime. Bir yerlerde okuduğum cümle gibi aynı “ Ne tam anlayabildin; ne tamamlayabildin”
Üstadım kadın çözülmesi hem çok kolay hem de çok zor bir muammadır; aslında maharet erkeğin kalbindedir. Madalyanın iki tarafından bakmak gerekir özünde…
Kıymet bilmek, sevgi vermek, sevgi almak, nazına naz olmak, gücüne güç katmak, zayıflıkta tarafsız o eli tutup kaldırmakta, sinirliyken sakinleştirebilmekte, sevgi kelimesinin her iki tarafa da yakışacağını kabullenebilmekte, bireylerin birbirini değiştirme çabaları yerine fedakârlıkla kendi eksiklerini görmektir bana göre işin püf noktası.
Kadına da erkeğe de yakışan, sevgi, emek, ruh, kalp, fedakârlıktır. Rabbim gönül gözümüzü kapatmasın yeter ki. Kadını erkeğe, erkeği de kadına emanet eden O’dur.
“KADIN ERKEĞİN GELİNCİK ÇİÇEĞİDİR” Hadis-i Şerif
Saygı ve sevgilerimle…