Ramazan-ı Şerifle birlikte etrafımızı saran kötülüklerden uzak durmalıyız.

Daha ilk günden insanların ‘ben Ramazan ayında sinirli olurum, benden uzak durun, keserim, yıkarım, dökerim’ ifadeleri ile karşılaşıyoruz.

İnsanların kalbini kırmaktan vazgeçmeliyiz…

Gıybete devam etmemeliyiz…

Nefret tohumlarından, kinden uzak durmalıyız…

Sağa sola öfke saçıp, etrafımızı tükürükleri saçmamalıyız…

Trafikte oruçluyuz diye kavgaya girmemeliyiz…

Bunları yapmayıp tam tersine gıybete devam edip, insanları kırıp, öfke, nefreti sonuna kadar yaşadıktan sonra aç kalmanın ne anlamı kalıyor ki?

Bu rahmet ikliminin farkına varmalıyız.

Küçücük çocukların ilk oruçlarını tutmak için nasıl güzel bir coşku ve nasıl samimi bir heyecanla büyüklerine yalvardıkları gibi bu ayın bize bereket, mağfiret ve rahmet ayı olduğu bilincini unutmamalıyız.

Bir çocuk heyecanı ile orucumuzu tutmalıyız.

Lütfen gece niyet ederken sadece aç kalıp, su içmemeye niyetlenmeyelim, bugün kötülüklerden de uzak duracağımıza niyet edelim.

Ramazan ayının başladığı bir günde Resulullah (SAV) şöyle buyurdu: “İşte bereket ayı olan Ramazan geldi. Artık Allah'ın rahmeti sizi kuşatır. O ay, yeryüzüne bol bol rahmet iner. Günahlar affedilir. Dualar kabul olunur. Allah sizin iyilik ve ibadette yarışmanıza bakar da, bununla meleklerine karşı iftihar eder. Öyle ise kulluğunuzla kendinizi Allah'a sevdirin. Asıl bedbaht olan da, bu ayda Allah'ın rahmetinden nasibini alamayandır."

Tüm İslam aleminin Ramazan ayını kutlarım, Allah tuttuğumuz ve tutacağımız oruçları, kıldığımız ve kılacağımız namazları kabul eylesin.