"Çanakkale geçilmez" diyerek tarihe yazdırdığımız zaferle Çanakkale'yi geçemeyenler;Padişah Vahdettin'in imzaladığı Mondros Barış anlaşması ile  topsuz, tüfeksiz ellerini kollarını sallayarak Çanakkale'yi geçtiler ve  Osmanlı'yı teslim aldılar..Bu ülkede bağımsızlık mücadelesi verenler; Ülkesinde yaşayanları "kul olarak gören" ve "tek ve mutlak erk halife padişah'tan başka karar verici olmayan bu gerici sistemi, bir daha geri dönmemek üzere tarihe gönderirken yaşanan acılardan dersler çıkararak bir devrim gerçekleştirdiler.. Atatürk'ün Türk halkına layık gördüğü, laik , demokratik sosyal hukuk devleti olarak özetlenen bu çağdaş yönetim tarzı belki padişaha kulluk yapanların kendilerine bile layık görmedikleri bir modeldi.O gün bağımsızlık mücadelesinin zafere ulaşması ile topraklarımızı terk etmek zorunda kalanların hesabı bitmedi..Cumhuriyetin kurulduğundan beri bu hesap devam ediyor.

1 Mart tezkeresi AKP'nin emperyal güçlere teslimiyeti açısından ibret belgesidir.AKP iktidarının önümüze koyduğu tezkere; Trabzon hattından İskenderun hattının doğusunda kalan ülkemizin en hassas bölgesinin ABD birlikleri tarafından fiziki olarak işgali anlamına gelmektedir.Hiçbir onurlu, bağımsız bir ülke bu tezkereye evet diyemezdi ve AKP nin tüm çabalarına, çoğunluğuna;silahlı kuvvetlerine tüm baskılara rağmen AKP içinden de hayır diyenler çıktığı için bu işgal tezkeresi reddedildi..Eğer o gün o işgal gerçekleşmiş olsa idi fiili olarak ABD himayesinde Kuzey Irak'ta kurulan devletin Türkiye ayağının kurulmuş olmaması için bir sebep de yoktur.Fiilen bölünmüş bir ülke halinde ABD'nin Ortadoğu hesaplarını ilan ettiği ve içinde Türkiye'nin de dahil olduğu sınırları değişecek 22 ülkenin sınırlarının daha kolay değişmesi mümkün olabilirdi.1 Mart tezkeresinin reddinin 10. yılında, meclisin gizli oturum tutanaklarını açıklaması; o gün yapılan tartışmaların bugüne ışık tutacak olması sebebi ile önemi vardır.Bu önemli meclis tutanaklarını Türk halkının öğrenme hakkı bulunmaktadır.TBMM'nin şeffaflık ve toplumun bilgi edinme hakkı açısından oturum tutanaklarını açıklanması kararını almasını bekliyor, talep ediyoruz.Savaş meydanlarında teslim alamadıklarını yine masada teslim almaya çalışıyorlar. Bu kirli pazarlığın konusu Yeni Anayasa'dır.İmralı'dan yayılan mektuplardan da anlaşıldığı gibi, "hesapları altüst edecek hiç bir şey istememektedirler." Bizlerin olaylar karşısında sessiz, tavırsız beklememizi beklemekte ve teslim olmamızı istemektedirler.

Kayseri güne böyle uyandı: Göz gözü görmüyor! Kayseri güne böyle uyandı: Göz gözü görmüyor!

Yeni Anayasa ile yapılan, Ortadoğu'ya yapılan müdahalenin Türkiye ayağıdır.Yeni Anayasa bedeller ödeyerek kurduğumuz Laik Demokratik Çağdaş hukuk devleti olan Atatürk Cumhuriyet'inin sona erdirilip; Bu bölgede emperyalistlerin emellerine ve hesaplarına uygun teokratik, federatif bir yapı olarak Yeni Osmanlı devletinin kurulması anlamına gelmektedir. AKP iktidara geldiğinden beri sürekli önümüze sürdüğü, altyapısını bütün kurumları yıkarak, tasfiye ederek hazırladığı ve son darbe Yeni Anayasa'yı  bu meclisin onurlu üyeleri ret edip direnmek zorundadır.Ülkemizi işgalden kurtaran Atatürk ideolojisinin , bu ülkenin kurucu ideolojisinin temsilcisi CHP; tıpkı 1 Mart'ta olduğu gibi yine hayır diyerek; bütün hesapları bozarak; Yeniden ülkenin kurtuluşuna önderlik etmekle yükümlüdür.Bu; onun Atatürk'ün maddi ve manevi mirasının temsilcisi olması gereğidir.Bu; onun genlerindeki antiemperyalist duruşun gereğidir..Bugün yine geçmişte olduğu gibi tüm emperyalist hesapları bozacak olan güç CHP'dir.

O gün çok kararlı ve net bir tavır alarak;

"Türkiye bu savaşın cephesi ve karargahı olamaz" diyen, daha sonra Oslo belgelerini açıklayarak "Terör örgütü ile pazarlığın bir anayasal suç olduğunu ve buna ortak olmayacağını" ilan eden CHP lideri Sayın DENİZ BAYKAL;bu kritik süreçte  partisinin tek yumruk olarak bir arada durmasını sağlamış ve  toplumsal desteği de arkasına alarak o gün hesapları bozmak olanaklı olabilmiştir. Bugün yeniden görev CHP'nin dir. Görev; 1 Mart'ta ülkemizi kurtaran liderliğindir.

Yeniden partisine ve Türk kamuoyuna kaygılarını ileten Sayın DENİZ BAYKAL'ın deneyimi, birikiminden bu dönemde faydalanmak gerekmektedir..Sayın Kılıçdaroğlu'nun "Sayın BAYKAL'ın sözlerinden faydalanacağız" açıklamasının gereğini bekliyoruz.1 Mart ruhuna sahip çıkarak, 1 mart ruhunu canlandırarak CHP nin onurlu geçmişine yakışır bir ayağa kalkmasını bekliyoruz..O gün birlikte başardık. Bugün yine birlikte başarabiliriz. Bu anlamlı günde ;o dönemin CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal olmak üzere 1 Mart tezkeresine hayır diyen CHP ve AKP milletvekillerine onurlu duruş ve mücadeleleri için şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz.’