10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı Meydanı’nda terör örgütü DEAŞ’ın düzenlediği ve 101 kişinin hayatını kaybettiği dava 1 Temmuza ertelendi.

1 Kasım seçimlerine kısa süre kala Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) çağrısıyla 10 Ekim 2015 Cumartesi günü Ankara'da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi'nin düzenlenmesi planlandı.

Peş Peşe İki Patlama Meydana Geldi!

Miting için gelen katılımcıların sabah saat 10:00'da Ankara Tren Garı önünde buluşması ve buradan Sıhhiye Meydanı'na yürümesi planlanmıştı. Kortejin önünde mitingi düzenleyen DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ortak imzalı üzerinde "Savaşa inat, barış hemen şimdi. Emek, barış ve demokrasi" yazılı bir pankart yer alıyordu.

103 Kişi Yaşamını Yitirdi, 500'den Fazla Kişi de Yaralandı

Ancak katılımcıların toplanmaya ve kalabalığın artmaya başladığı sırada saat 10:04'te peş peşe iki patlama meydana geldi.

İki kişi tarafından eşzamanlı düzenlenen bu intihar saldırılarında 103 kişi yaşamını yitirirken, 500'den fazla kişi de yaralandı. Bu olay, Türkiye tarihinin en kanlı intihar saldırısı olarak kayıtlara geçti.Olayla ilgili açılan davanın iddianamesinde canlı bombaların 1990 doğumlu Yunus Emre Alagöz ile açık kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu kişi olduğu belirlendi.

Yunus Emre Alagöz'ün 1995 doğumlu erkek kardeşi Abdurrahman Alagöz'ün de Temmuz 2015'te Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde 34 kişinin yaşamını yitirdiği, 100'den fazla kişinin yaralandığı intihar saldırısını gerçekleştiren kişi olduğu belirtildi.

Ülkede 3 gün Ulusal Yas İlan Edildi

Saldırıyla ilgili davada 9 sanığa "Anayasal düzeni ihlal" suçundan birer kez, "kasten öldürme" suçundan da 100'er kez olmak üzere toplam 101'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. 9 sanığa ayrıca öldürmeye teşebbüsten 10 bin 557'şer yıl hapis cezası verildi.

35 kKişi Hakkında Dava Açıldı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonucu aralarında "Türkiye'deki IŞİD saldırılarının planlayıcısı" olarak nitelendirdiği İlhami Balı'nın da bulunduğu 35 kişi hakkında dava açtı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklarla bulundukları cezaevinden video konferans yöntemiyle bağlantı kurulurken taraf avukatları salonda hazır bulundu. Bazı siyasi parti ve sendika temsilcilerinin de takip ettiği duruşmada Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan söz alarak dosyaya TBB olarak katılma talebinde bulundu. Mahkeme, TBB’nin talebini kabul etti.
Yargılamanın başladığını ifade eden Mahkeme Başkanı, söz isteyen ailelere salonda hoparlör olmamasını gerekçe göstererek mümkün olmadığını söyledi. Tüm duruşmaları takip ettiklerini ifade eden aileler, söz almak için mahkemeden ricacı oldu. Ardından Başkan, mikrofon temin edilmesi için duruşmaya 15 dakika ara verdi. Mikrofonun temin edilmesinin ardından mahkeme başkanı olayda hayatını kaybeden Uygar Coşgun’un annesi Nuray Coşgun’a söz verdi.

“Bu hayatta Ne İstersiniz?’ Diye Sorsalar ‘Bir Kere Daha Evladıma Sarılmak İsterim”
Oğlunun hayatını kaybetmesinin ardından zor zamanlar geçirdiğini ifade eden Coşgun, “Benim torunum babasını 2 buçuk yaşında kaybetti. Mezarlığa gittiğimizde, ‘burası babamın evi’ diyor. Bana ‘bu hayatta ne istersiniz?’ diye sorsalar ‘bir kere daha evladıma sarılmak isterim, bir kere’. Biz adalet istiyoruz, gerçek adalet istiyoruz” diye konuştu.
Hayatını kaybeden Güney Doğan’ın annesi Derman Doğan da oğlunun Ankara’ya barış için geldiğini ifade etti. Oğlunun katledildiğini söyleyen Doğan, mahkemeden adalet istediğini belirtti. Avukat Nuray Özdoğan ise “Bu katliam eli değmiş kim varsa hepsinden şikayetçiyiz, hiç kimsenin kanı yerde kalmayacak” diye konuştu.
Maktul ailelerinin ifadelerinin ardından duruşma 1 Temmuz’da devam etmek üzere ertelendi.

Kaynak: İHA