Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jinekolojik Onkoloji Prof.Dr. Polat Dursun, “Rahimin miyomları, rahimin en sık karşılaşılan genel olarak düz kas ve fibröz doku hücrelerin-den kaynaklanan iyi huylu bir tümörü olup fibroid, fibromyom, myoma ve leiomyoma gibi terimlerle de tanımlanmakta ise de daha çok myom veya halk arasında miyom terimi kabul görmüştür. Miyomlar kadınlarda oldukça sık görülen rahimde yerleşmiş iyi huylu bağ doku tümörleridir. Genellikle üreme çağı olarak kabul edilen 15-45 yaş arasında görülürler. Tedavide bugüne kadar ülkemizde de jinekologlar tarafından sıklıkla ve başarı ile uygulanan yöntemler myomun cerrahi olarak çıkartılması (myomektomi) veya rahimin çıkartılması (histerektomi) şeklindedir. Büyüklükleri bezelye tanesinde küçük bir kavun boyutları arasında olabilir. Küçük boyuttaki miyomlar çok daha sık olmakla birlikle, nisbeten büyük sayılabilecek miyomlar 35 yaş ve üzerinde kadınların yüzde 20-40’ında görülür.” Premenopozal dönemde bu oranın yüzde 40’lara çıktığı, otopsilerde ise yüzde 50’lik düzeylerde bulunduğu bildirilmektedir” dedi.
Gebelik sırasında salgılanan östrojene bağlı olarak miyomların büyüyebileceğini belirten Prof.Dr.Polat Dursun menopozdan sonra ise genellikle zaman içerisinde küçüldüklerini ifade etti. Ayrıca, bazı hastalarda farklı büyüklüklerde çok sayıda miyomun birlikte görülebileceğini de ekledi.
“Östrojen miyomların büyümesine neden olur”
Miyomların neden oluştuğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, östrojen hormonunun miyomların büyümesine yol açtığını bazı araştırmalarda gösterildiğini ifade eden Dr. Dursun, “Vücuttaki östrojen düzeyleri, vücudun doğal seyrine bağlı olarak artabilir ya da azalabilir. Örneğin; gebelikte östrojen seviyesi artar, menopozda ise düşer. Bazı ilaçlar da östrojen düzeylerinde değişikliğe neden olabilir. Ayrıca çevresel ve genetik faktörlerin de miyom oluşumunda etkisi olduğu düşünülmektedir. Myom / Miyom belirtileri; pelvik ağrı (kasık ve bel ağrısı), adet kanamasının yoğunlaşması, ara kanaması, ilişkide ağrı veya bazen kanama, kabızlık, sık idrara çıkma, gebe kalamama, Miyomlar hangi durumlarda tedavi gerektirir? Miyomlar büyüme eğiliminde değilse ve aşırı büyük değilse, hastanın yaşı menopoza yakınsa ve miyomlar şikayet yaratmıyorsa ameliyat olmak gerekli değildir. Düzenli takip yeterli olur. Ancak, hastaların önemli bir kısmında ağrı, sık idrara çıkma, adet kanamasında artma ve kansızlık gibi şikayetler vardır ve bu durumda tedavi gereklidir. Bazı hastalarda, aralıklarla çekilen ultrason ya da MR'larda miyomlarda büyüme görülebilir. Bu hastalarda henüz şikayet olmasa bile büyüyen miyom ileride şikayete yol açacağından tedavi uygulamak gerekebilir” diye konuştu.
Dr. Dursun, miyom oluşumunu tetikleyen nedenleri şöyle sıraladı:
“1.Hiç doğum yapmamak,
2.Adet döneminin çok erken yaşta başlaması,
3.Aşırı kilo,
4.Aşırı alkol kullanmak,
5.Ağırlıklı olarak kırmızı et ve şarküteri ürünleriyle beslenmek
6.Östrojen ve progesteron fazlalığı nedeniyle oluşan hormonal dengesizlik
7.Yüksek tansiyon
8.Aşırı stres
9.Genetik faktörler”
“Miyomlar kapalı olarak ameliyat edilebilir”
Laparoskopik (kapalı) miyom ameliyatının tecrübeli ellerde başarı ile uygulanabildiğini kaydeden Dr. Dursun, “Kapalı miyom ameliyatı kararı verirken miyomların boyutu, sayısı ve rahimde yerleştiği yer çok önemlidir. Diğer önemli olan şeyde kapalı ameliyatı yapacak doktorun bu konudaki deneyimidir. Kapalı miyom ameliyatı biraz daha uzun sürmekle beraber hastaların iyileşmesi ve sosyal hayatına, aile hayatına ve iş hayatına dönmesi daha kısa sürede olmaktadır. Kapalı miyom ameliyatları bir sorun olmadıkça hastanede bir gün yatırılır bazı durumlarda yatış süresi uzayabilir. Hastaneden eve çıkıldıktan sonra birkaç gün evde istirahat edilmesi gerekir. Hastanın normal işine dönmesi kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte genelde 2-4 hafta arasında değişmektedir. Kapalı miyom ameliyatı yapmadan miyomlarda nadir görülen bir tümör türü olan sarkom olmadığına dikkat etmek ve bu konuda hastayı bilgilendirmek gerekir” açıklamalarında bulundu. (Kurumsal)