İkbal Aydın, 71 yaşında kendi emeği ile parasını kazanıyor. Evi iş yeri, kolları ve elleri onun makinesi. İşte İkbal teyzenin örgü serüveni ve detayları…
Sabahın erken saatinde kalkarak, rutin hayatını şu şekilde anlatıyor: “Sabahleyin erken saate kalkıyorum kızım, iki balkonum var onları süpürüp, siliyorum,tertemiz yıkıyorum. İki balkonumda taze biberim, soğanım, maydanozum var onları yetiştiriyorum, sonra mutfağa varıyorum, çayı koyuyorum, kahvaltım hazırlıyorum. Eşim ne zaman kalkarsa, kahvaltısını yapar. Ben kahvaltımı hemen yaparım karnımı doyururum. Evin işi olursa, evin işini görüyorum. Ev işim olmazsa, el işimi alıyorum ‘ör babam ör’ örgü işimi yaparım.
Örgü, el işini ne zamandır yapıyorsunuz sorusuna ise “Rahmetli annem hastaydı, telek bulurduk, küllüklerden ip bulurduk. Onları yıkardık ucu ucuna bitiştirirdik. Kuşak örerdik belimize, öyle öyle öğrendik. Ondan sonra dantel ördük, işlengi işledik. Kergibmiş, Hargıbımış, Keçiboynuzuymuş onları işledik” diye cevap verdi.
El işini ve örgüleri ise bir yıldır sattığını belirten İkbal Teyze “Satmaya başlayalı bir yıl oluyor. Alan olsa her gün satacağım, ah alan olsa” dedi.
El işinde ki ve örgülerde ki incelikleri ve zorlukları söyledi, İkbal Teyze’nin yaptığı modelleri şu şekilde belirtti. “Kergibmiş, Hargıbımış, Keçiboynuzuymuş, Aptal gülü, Dağ çiçeği, Gerdanlık, Elma, Çevelek derlerdi onu yaparız. Ama o da ne güzel işlengiydi.”
Örgüleri alanlar müşterilerinin bina komşuları olduğunu aktaran Aydın, “Diğer binadaki tanıdıklara da sattım. Bir komşum var Sıdıka, O bir milyar örgüden kazanmış. Ama ben daha o kadar kazanamadım. Bir örgüyü 120 liraya satıyorum. Gene ucuza yapıyorum. İnce bu Alizenin ipi, Nako değil ki, hemen örüp çıksam.” Dedi.
71 yaşında, kendi emeği ile para kazanmanın nasıl bir duygu olduğu konusunda ise gülümsetici konuşan İkbal Teyze “Bir tatlı oluyor ki, harcamaya kıyamıyorum. Korkuyorum harcamaya, biter diye” ifadelerini kullanarak kahkaha atıyor.
Zaman zaman, örgü örmekten Sıkıldığını ve gezmeye çıktığını aktaran Aydın, “Bazen bir bunalım geliyor, atıyorum bir köşeye, gidecek yerim varsa gidiyorum, komşulara, gelinlere, torunları görmeye. Sonra gidecek yer yoksa televizyonu açıyorum, babasına rahmet…” dedi.
Evde boş oturan kadınlara ise “Şeytan sevindiriyorlar, bence hiç boş oturmasın. Hele bazı kadınlar var, eli elinin üstünde eli göbeğinin üstünde, öyle oturuyorlar. Eşimde ‘ör ör sök’ diyor, stresini alması bakımından destekçi” şeklinde yorumda bulundu.
