Çocuklarda sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen genel bir gelişme bozukluğu olan otizm genellikle 2 yaşından itibaren ortaya çıkıyor. Öğrenme ve algılama bozukluğu çeken çocuklar sosyal yaşama da entegre olamıyor.
CÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Dr. Öğretim Üyesi Aylan Uzun Çiçek günde yaklaşık 40 çocuğa baktıklarını bu çocuklarda otizmi çok sık görmeye başladıklarını ifade ederek,"Otizm için şuanda 2016-2019 yılları içerisinde ulusal bir eylem planı var bu eylem planı içerisinde hem sağlık kuruluşları içerisinde çalışan görevlilere hem de milli eğitimde çalışan görevlilere otizm ile ilgili eğitimler vermekteyiz. Otizm yaşamın erken yıllarında ortaya çıkan konuşma ve iletişimde sıkıntılar, sosyal etkileşimde sıkıntıların olması ve sonraki aşamada da tekrarlayıcı hareketlerin olduğu bir bozukluktur. Bu çocuklar bize genellikle konuşma gecikmesi ya da konuşma gecikmesi sıkıntıları sebebiyle geliyor. Bazende bu çocuklar ilk olarak Kulak, Burun, Boğaz Bölümü'ne de başvurabiliyorlar. Çünkü en bariz belirtileri olan ismine yanıt vermeme hali acaba bu çocuklarda işitme sorunu mu var? Diye düşünülmesine neden olabiliyor. Bu nedenle ilk başvurular Kulak, Burun, Boğaz Bölümü'ne olabiliyor" dedi.
Çocuklarınız göz teması kuramıyorsa dikkat
Otizmi klinik özelliklerini anlatan Dr. Öğretim Üyesi Uzun,"Yaşla birlikte belirtiler değişirken genellikle ana belirtileri göz teması kuramama, ismine yanıt vermeme, konuşmada sıkıntılar yaşama çoğu kez konuşmalar öğrenilemiyor. Dolaysıyla amacına uygun konuşma olmuyor. Yine tekrarlayıcı dediğimiz hareketler bunlar ana belirtiler. Bunun yanı sıra hayal kuramama oyun oynarken sıkıntı yaşama, arkadaşlarıyla etkinliklere katılmada sıkıntı yaşama, yalnızlığı tercih etme yine annenin babanın avutma güçlüğünü çok sık görüyoruz. Pışpışlama da sıkıntı yaşayabiliyorlar. Yine ortak dikkat dediğimiz alanlarda sıkıntılar yaşanabiliyor. Çocuğun işaret parmağını kullanabilmesi ya da gösterilen alana bakabilmesi hali otistik çocuklarda bunları eksik görüyoruz" diye konuştu.
"Aşıların otizmle ilişkisi yok"
Otizmi bir çok faktörün tetiklediğini anlatan Dr. Öğretim Üyesi Uzun,"Nedensel kısma bakıldığında genellikle çok faktörlü olarak kabul ediliyor. Genetiksel faktörler, çevresel faktörler ve biyolojik faktörler olmak üzeredir. Genetiksel faktörler bir ailede otizm varsa diğer çocukta yada diğer bireyde de olmasının yüksek halidir. Çevresel faktörler tartışmalı çevre kirliği, aşılar, vitamin eksiklikleri gibi durumlar tartışılmış. Ancak şuan da biliyoruz ki günümüzde de tartışılan aşıların otizm ile ilgisi var mı? Sorusuna artık net olarak şunu söyleyebiliriz. Aşıların otizmle ilişkisi yok. Bunu konuda aileleri biz bilgilendiriyoruz. Aileler sıkıntı yaşayabiliyorlar." diye konuştu. (Kurumsal)