İstanbul'un Bakırköy ilçesinde avukat Servet Bakırtaş, öğlen saatlerinde bürosunda vurularak öldürüldü. Bakırtaş'ı öldürdükten sonra hakkında tazminat davası açan Öznur Tufan'ı (71) da Büyükçekmece'deki iş yerinde öldürdüğü belirlenen şüpheli Abdullah T., polis ekiplerince yakalandı.
OLAY
Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre; avukat Servet Bakırtaş, Bakırköy'ün Karlıktepe mahallesinde, görev yaptığı hukuk bürosunda bugün öğlen saatlerinde silahlı saldırıya uğradı. Bakırtaş'ın cansız bedenini, öğlen verilen yemek arasından sonra büroya dönen bir meslektaşı buldu. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, Bakırtaş'ın silahla vurularak hayatını kaybettiğini belirledi.
Şüphelinin yakalanması için çalışma başlatan polis, olaydan kısa bir süre sonra Büyükçekmece'deki Spotçular Çarşısı'nda Öznur Tufan isimli bir kadının öldürüldüğü ihbarını aldı. Yapılan araştırmada, her iki olayın failinin de Abdullah T. olduğu tespit edildi. Şüpheli Abdullah T., polis ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı.
Türkiye genelinde avukatlar ,Hukuk bürosunda uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden meslektaşları için saldırıyı protesto ederek seslerini duyurabilmek için duruşmalara katılmama kararı aldı.
Kayseri'de bugün öğle saatlerinde Kayseri Barosu Avukatları Kayseri Adliysi önünden başlattıkları yürüyüş eylemi ile Cumhuriyet Meydanı Atatürk Anıtı önünde düzenledikleri basın toplantısında saldırıyı kınadılar.
Kayseri Barosu avukatları bugün ve yarın yapılacak duruşmalara girmeme kararı aldıklarını açıkladılar. Kayseri'de bugünden itibaren cuma sabah 08.00'e kadar avukatlar acil ve tutuklu duruşmaları hariç tüm duruşmalara girmeyecek.
Cumhuriyet meydanında yapılan basın açıklamasında Kayseri Baro Başkanı Ali Köse şunları söyledi ; “Biliyoruz ki, başımız sağ olmayacak. Dün İstanbul Bakırköy'de bir meslektaşımızı alçakça sıkılan kurşunlara kurban verdik. Av. Servet Bakırtaş sadece ve yalnız avukatlık yaptığı için öldürüldü. Avukatı müvekkili ile özdeşleştiren sapkın zihniyet, silahtan aldığı güçle ölüm kustu. Soruşturmanın ilk saatlerinde bulunurken edindiğimiz bilgiye göre, yaralama suçu nedeniyle mahkum olup cezaevinden yeni çıkan ve kendisine karşı açılan tazminat davasının geri çekilmesini isteyen, ancak bu talebi reddedilince tehditlere başlayan katil zanlısının önce meslektaşımızı sonra da dava açan müvekkili öldürdüğü anlaşılmaktadır. Bu ve benzeri gerekçelerle gerçekleşen avukat ölümleri ya da saldırılar, mesleğimizi yaparken hangi tehditleri taşıdığımızdan ötede, bu tehditleri oluşturan toplumsal bakışı da anlatmaktadır. Avukatın rolünü ve yaptığı işi kavramaktan uzak bir zihin yapısının, giderek onu taraf konumuna sürüklemesi kelimenin tam anlamıyla bir ilkelliktir. Bir mesleğin "ölümü göze alarak" sürdürülmesi, sürdürenler için ne denli onur vesilesi olsa da, o toplumun bir kesimi için utançtır.
Artık bildiriler yazmak, yaslar tutmaktan bıktık. Sanıkların ağırlaştırılmış müebbet hapislere mahkumiyetleri acımızı hafifletmiyor. Her bir avukat ölümünün bir ‘toplumsal ders’ olmasını bekleyip, bu zavallı yaratıklara bir şeyler anlatmasını beklerken çoğalan ölümler, bizden bir parça daha koparmaya devam ediyor. Oysa biz adaletin tecellisi için yapıyoruz bu mesleği. Savunma olmazsa, "olmaz yargılama" diyoruz. Öylesine kutsiyet yüklüyoruz ki mesleğimize, şimdi bir özel müdafi olmazsa, bu katil zanlısını da "bir avukat" savunacak. Biliyoruz ki, başımız sağ olmayacak bizim. Dilenen sabırların sırasız avukat ölümlerine yararı olmayacak. Avukat Servet Bakırtaş ile birlikte verdiğimiz can, taşan sabrımızın durdurduğu son yürek olmayacak. Duruncaya kadar hukuk adına, durduruluncaya kadar adalet adına atan Servet Bakırtaş'ın yüreği şimdi bizde atacak. Kamusal hizmet veren bir mesleğin mensupları olarak Av. Servet Bakırtaş'ı düşünce dünyamızda şehit olarak yaşatacağız. Sözün bittiği yerdeyiz. Yine de önce ailesine sonra da bütün meslektaşlarımıza, başsağlığı diliyoruz. Meslektaşımıza Allahtan rahmet diliyoruz” dedi.