S.S Bağdat Konut Yapı Kooperatifi Başkanı Ali Çanga'nın oğlu Cem Çanga tarafından, kişisel hırslarını alet ederrek BİMER'e yazdığı bir dilekçe sonrası açılan davanın duruşmasında Hukuk Fakülteleri'nde işlenebilecek nitelikte başarılı bir çapraz sorgu örneği gerçekleştirildi.  Hakim huzurunda gerçekleştirilen çapraz sorgulamada çözülen muhbir Cem Çanga  kendi ifadesiyle aynen,  "Av. Mecit Ta 6 yıl önce feshettiğim Kooperatife ilişkin dava açmasaydı, ben sanık hakkında şikayetçi olmazdım" dedi.

MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy: Milliyetçi Hareket Partisi’nin tüzüğü kanla yazılmıştır! MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy: Milliyetçi Hareket Partisi’nin tüzüğü kanla yazılmıştır!

 

Kayseri Barosu'na kayıtlı faaliyet gösteren Av. Mecit Tav'a, BİMER'e yapılan bireysel şikayet üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret iddiasıyla açılan kamu davasının ilk duruşması bugün yapıldı. 

Kayseri 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde Hakim Gülsemin Akçin Temizel başkanlığında gerçekleştirilen  duruşmada savunma yapan Av. Mecit Tav, kendisini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla Bimer'e şikayet eden ardından da kamu davası açılmasına neden olan kişinin Cem Çanga isimli bir muhbir olduğunu söyledi. 

KİŞİSEL HUSUMET BESLEDİNĞİ İÇİN BANA DAVA AÇILDI

S.S Bağdat Konut Yapı Kooperatifi Başkanı Ali Çanga'nın oğlu olduğunu belirttiği Cem Çanga'nın,  kooperatife açtığı davalar nedeniyle kendisine kişisel husumet beslediği için böyle bir girişimde bulunduğunu belirtti. Çanga'nın BİMER'e şikayete konu iddialarının kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, Cumhuriyet Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin somut delillere dayanmadığını savunan Av. Mecit Tav, " 1.000 TL'lik bardak ile bir sarayda ne kadar mütevazi olabilirler ki" sözleri sarf ettiğim iddiasıyla  bana dava açılmış. O cümledeki hangi sözcük hakaret lafzı içeriyor anlamış değilim. Dava dosyasında söz konusu iddiaya dayalı somut bir delil de ortada yok. Ben 12 Eylül 1980 darbe dönemlerini yaşadım. 12 Eylül'de de kişiler bir birlerinden  birbirlerinden intikam almak için şikayet dilekçesi gönderirlerdi. Günümüzde de yine şahıslar, Cumhurbaşkanına veya Devlet büyüklerine hakaret ettiği gerekçesiyle birbirleri hakkında ihbarlarda bulunmaktadırlar.  Üzerime atılı suçu işlediğime dair hiç bir somut delil ortada yok! Beraatımı istiyorum" dedi. 

MUHBİR CEM ÇANGA, ÇAPRAZ SORGUDA ÇÖZÜLDÜ

Davada yargılanan sanık Av. Mecit Tav'ın avukatları Av. Mustafa Tav ve Mehmet Tav da yaptığı ortak savunmada, mütevazi sözcüğünün Türk Dil Kurumu'na göre hakaret içeriği taşımadığı belirterek, ifade vermeye gelen muhbir Cem Çanga'yı çapraz sorguya aldılar. 

"6 YIL ÖNCE FESHETTİĞİM KOOPERATİFE İLİŞKİN DAVA AÇMASAYDI, BEN SANIK HAKKINDA ŞİKAYETÇİ OLMAZDIM"

Hakim huzurunda gerçekleştirilen çapraz sorgulamada çözülen muhbir Cem Çanga da kendi ifadesiyle aynen,  "Av. Mecit Ta 6 yıl önce feshettiğim Kooperatife ilişkin dava açmasaydı, ben sanık hakkında şikayetçi olmazdım. Ayrıca her Cumhurbaşkanı'na hakaret edeni ben şikayet etmiyorum" şeklinde beyanlarda bulundu. Çanga'nın bu itiraf niteliğindeki ifadeleri duruşma tutanaklarına da aynen olduğu gibi geçti. 

DAVA ERTELENDİ

Duruşma alınan ifadelerin ardından hukuki bazı eksiklerin giderilmesi gerekçe gösterilerek, 22 Mart 2016 tarihine ertelendi. 

"BU DURUM DÜŞÜNCEYİ AÇIKLAMA HÜRRİYETİNE İNDİRİLMİŞ ÇOK BÜYÜK BİR DARBEDİR"

Duruşma sonrası davaya ilişkin açıklamalarda bulunan Av. Mecit Tav,  söz konusu durumun ifade özgürlüğüne indirilmiş olan en büyük darbe olduğunu belirterek şunları söyledi: 

"Böyle bir gerekçeye dayandırılarak bir Avukat hakkında dava açılabilmesi, bizleri hukuk özgürlükler ve demokrasi anlamında gerçekten endişelendiriyor. Yani suç teşkil etmediği çok açık belli olan bir cümlenin, suç teşkil etmese de iddianameye konu edilmesi kamuoyuna şöyle bir mesaj veriyor, 'Cumhurbaşkanımız dokunulmazdır, hakaret etmek şöyle dursun eleştirmeyeceksiniz bile' gibi bir baskı yaratılmaya çalışılıyor. Bu durum düşünceyi açıklama hürriyetine indirilmiş çok büyük bir darbedir. Yani bir Avukatın 'Çamur at izi kalsın' kabilinden karalanması veya en azından uğraştırılması düşüncesiyle yapılmış bir girişimin sonunda böyle gerçekten eleştiriye açık düşünce özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü engellemeyi amaçlayan şekilde bir dava açılmış olması ciddi olarak endişeye sebep oluyor." Haber: Ali TÜRKASLAN