Bakan Tunç, sempozyumda yaptığı konuşmanın ardından basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bakan Tunç, Avrupa Parlamentosu Türkiye Daimi Raportörü’nün Osman Kavala’yı ziyaretine ilişkin soru üzerine, “Türk yargısı tarafından verilen bir kesin hüküm söz konusu. Tabii başından beri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin tavrı da belli. Orada nasıl bir siyasi süreç işlediğini de hep beraber görüyoruz” diye konuştu.

“Kim suç işlediyse kanun karşısında eşittir”

Somali Cumhurbaşkanının oğlunun İstanbul’da karıştığı kazaya ilişkin ise soruşturmanın devam ettiğini de belirten Bakan Tunç, “Son çıkan görüntülere baktığımızda vatandaşımız motosikletle giderken arkadan vurma söz konusu. Orada bunu değerlendirecek olan Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Vatandaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Orada bir suç varsa bunun karşılığı olacaktır. Kim suç işlediyse kanun karşısında eşittir” ifadelerini kullandı.

“Savaş suçu işlendiği bütün dünyanın da kabulü”

Gazze’de 360 kilometrelik alana 2 buçuk milyon insanın sıkıştığını da vurgulayan Bakan Tunç, “Burada Birleşmiş Milletler soykırım sözleşmesine baktığımız zaman bu sözleşmedeki bütün unsurların gerçekleştiğini görüyoruz. Dolayısıyla burada bir insanlık suçu işlendiği, bir savaş suçu işlendiği bütün dünyanın da kabulü aslında” dedi.

Polise 'Erkekseniz beni alın' diyen alkollü vatandaş tutuklandı! Polise 'Erkekseniz beni alın' diyen alkollü vatandaş tutuklandı!

 

Bakan Tunç, çok kapsamlı bir yargı paketi üzerindeki çalışmalarda sona gelindiğini de söyledi.

67 maddelik paketin içinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen konuların da olduğunu aktaran Bakan Tunç, çalışmaların aralık ayı içinde bitirilerek, ocak ayında kamuoyuyla paylaşılacağını dile getirdi. Bakan Tunç, yargı paketinin en kısa sürede Meclis’te grupta görüşüleceğini kaydetti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, hazırlıkları devam eden yargı reformu paketine ilişkin gazetecilere açıklama yaptı. 

Kamuoyunda cezasızlık algısını ortadan kaldıracak bir düzenlemenin yapılması konusunda bir beklenti olduğunu söyleyen Tunç, "Yani suç işleyenin yanına kar kalmaması lazım. 2 yılın altında bir cezaya hüküm giyen birisi koşullu salıverme süresiyle beraber denetimli serbestlikle hiç cezaevinde barındırılmadan tahliye oluyor." dedi.

Bu durumun cezasızlık algısına neden olduğunu belirten Tunç, "Denetimli serbestlik süresini otomatik 1 yıl değil de bir oran getirerek beşte bir olabilir, bu tabii ki milletvekillerimizin takdirindedir. Yani 1 ay cezası olan bile 12 gün cezaevinde kalması gerekir diye düşünüyoruz." diye konuştu.

Tunç şöyle devam etti:

“Suç işleyenin yanına kalmaması lazım”

Suçu işleyenin yanına kalmaması gerektiğine dikkati çeken Bakan Tunç, şunları kaydetti:

“Suç işleyenin yanına kalmaması lazım. 2 yılın altında ceza alan birisi hiç cezaevinde barındırılmadan tahliye olmuş oluyor. Bu yüzden denetimli serbestlik süresine oran getirerek, yani 1 ay en azından cezaevinde kalması gerekir diye düşünüyoruz. 2 yıl ceza alan birisinin en az 9-9,5 ay gibi bir süre ceza almasının önemli olması gerektiğini düşünüyoruz. Cezası 5 yılın altındaki suçlar bakımından cezaevinde kalma olacak ki cezaların en önemli özelliği caydırıcı olmasıdır.”