Yasama yetkisinin, Temsilciler Meclisi ve Senato'dan oluşan Kongre'de olduğunu belirten Öztürk, ''Kongre, isterse başkanı çalıştırmayabilir. Mali konulardaki önerilerini kabul etmeyebilir. Atamalar konusunda onay vermeyebilir. Böylece başkanın sınırsız gibi görünen yetkileri aslında sınırlanmış olur. Böylece başkanın çalışmalarına bir disiplin ya da kontrol uygulanır. Amerika'da sistem böyle çalışıyor. Başkan, istediği kişiyi sekreter (bakan) olarak atayabilir. Ancak dediğimiz gibi, Senato bu atamayı onaylamayabilir'' dedi.
Amerika'daki yönetim şeklinin başkanlık sistemi esas alınarak uygulandığını ifade eden Öztürk, ''Amerika'da genellikle uygulanan sistem, başkanın ekibiyle gelmesi ve ekibiyle birlikte de gitmesidir. İstisnai durumlar da olabilir. Başkan gittiği halde, görevine devam eden bakan ya da bürokratlar vardır, ancak bunlar geneli temsil etmezler. Yani Amerika'da başkanlık koltuğu dahil, hiçbir koltuk kalıcı değildir'' diye konuştu.
Ülkelerin yönetim şekilleri ne olursa olsun, önemli olanın hukuk ve insan unsuru olduğunu belirten Öztürk, ''Türkiye'de esasen hukuk ve insan problemi var. Hangi sistem olursa olsun, ilk önce hukuk ve insan problemini çözmemiz lazım'' ifadelerini kullandı.
Panelde, Amerikalı Prof. Dr. Marina Angels, Amerika'daki sistem hakkında bilgiler aktarırken, RTÜK Üyesi Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu da başkanlık sisteminin Türkiye'de uygulanabilirliği üzerinde görüşlerini dile getirdi.