Birgül Muratdağı’nın yanına gittim ve tanışma fırsatı buldum. O kadar dirayetli bir kadın ki helal olsun dedim yanından çıktığımda. Zaten Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede de, ‘beni onlara verin, onlar bana eşimi versin’ demişti.

Yanına gittiğimde, görüşmek istediğimde beni geri çevirmedi. Öyle bir kadın ki konuşurken benim ellerimi tutup sırtımı sıvazlayıp, “tek isteğim eşimin gelmesi. Başka hiçbir şey istemiyorum” dedi.

Birgül hanıma seni anlıyorum diyemedim, ‘sana böyle demeyeceğim. Seni kimse anlayamaz’ dedim, kelimeler boğazımda düğümlendi başka hiçbir şey diyemedim. Allah’ım sabır versin tüm şehit eşlerine ve bir an öncede şehidimiz Mehmet Muratdağı’nın naaşı vatanımıza getirilsin.

Birgül Muratdağı’nın sosyal medya paylaşımlarına baktığım zaman içim sızlıyor. Sonra bakıyorum yazılanlara yapılanlara… Rakamlardan ibaret gibi sanki ‘tane’ diyorlar. Şehitlerimizin hatırlanması, unutulmaması lazım. Bir rakamla ifade edilmemeli… Birkaç gün önce, bir ay önce, yıllar önce onlarda bizler gibi seviyorlardı, üzülüyorlardı, hüzünleniyorlardı, seviniyorlardı ve nefes alıyorlardı. Ve artık klavye kahramanlığı yapmaktan vazgeçin. Bunlar şehit yakınlarını üzer, incitir.

Hepimiz biliyoruz ki zırhınızdan çıkıp oralara gitmeye cesaretiniz yok. Artık şov yapıp,’ hazırız bizde gitmeye’ masalları okumayın.

Adam, oyuncu, şarkıcı bilmem ne, askerliğini bedelli yapmış diyor ki ‘ben askere gitmek istiyorum’. Hadi oradan! Oyun mu bu?